8 Nisan 2009 Çarşamba

 Münevver Karabulut cinayeti


Başlığa kanmayın. "Münevver Karabulut Cinayeti" dedim ama, kalkıp burada kriminal veya gazeteci gözüyle bu olayı inceleyecek değilim.
Aslında sanırım  bu cinayette  benim ve pekçoklarının  asıl ilgisini çeken şey,
kızın güzelliğinden veya çekiciliğinden kaynaklanıyor. Bu kadar güzel genç bir kız (evlat) ve feci felaket kanlı bir ölüm. Gerçekten insanı zorluyor. Bir de siyah-beyaz resimleri ışık oyunlarıyla çekildiklerinde çok severim.  Sanırım bu yandaki foto beni etkiledi.



Şimdi gelelim olaya... Mart gündemindeki ses getiren mevzulardan biri olan bu olayda, kızın cesedi  sık gittiği bir muhitin ara sokakları ile etrafındaki çöplerde  kesik baş ve vücut parçaları halinde bulunmuştu.  Erkek arkadaşının aile evindeki (pardon "yalısındaki") duvarlarda, kıyafetlerde, ana-babasının üzerinde, ellerinde, tırnak aralarında kan izleri bulundu. Bunlar öldürülüp parçalanan Münevver'in kanıyla uyuşuyor. Ana-baba ise "Oğlumuzun yaptığına inanmıyoruz ama herhangi bir bilgimiz de yok" demeye devam ediyor!!!

İşin bu tarafı adliyeyi ilgilendirir tabi, benim bu konuya girmemin sebebi başka:
Bu olayda bana en tuhaf gelen ne biliyor musunuz? Her gün televizyonlara çıkıp öldürülen ve delilleri saklanan/yok edilen Münevver'in (olaydan sonra kaybolan cep telefonu, Adli Tıp raporları vs...)  bütün bu gelişmeler karşısında çaresiz ve acılı olan ailesi beni çok şaşırtıyor. Kızın babasının bir aşçı olduğu, fakir oldukları söyleniyor. Annesi televizyonlarda türbanlı, MS hastası ve mazbut bir aile görünümü çiziyor.

Peki gerçekten de saçma gelmiyor mu?  Bu aile  nasıl olup da  kızlarının, erkek arkadaşı olan bu yakışıklı zengin çocuğu ile bu kadar rahatça görüşmesine  göz yummuş?
             Kız istediği gibi oğlanın evine girip çıkıyormuş anladığıma göre. Akşam yemeklerine çıkıyorlar, gezip tozuyorlar...  Oğlanın ailesine dair çok özel sırları öğrendiği ve bu yüzden planlı olarak öldürülmüş olabileceği filan söylendi mesela bir ara... Bu kadar yakınlaşma ve bu halin,  fakir ve mazbut bir aile tarafından bu kadar kolay,  bu kadar itirazsız kabullenilmesi bir çelişki değil mi?

Madem kızınızın gizli bazı bilgileri öğrendiğinden haberdardınız,  niye hala bir şey olmamış gibi hiç korkmadan bu oğlanla görüştürmeye devam ettiniz? Garipoğlu ailesi çeşitli adli olaylara karışmış,  arkası kuvvetli ve nüfuzlu bir aile sonuçta.

Neticede paranın gücü. Türk filmlerindeki gibi  zengin oğlan-fakir kız hayalleri, hala daha yüz kızartıcı aile tablolarını ortaya seriyor.




EKLER:

* Cem Garipoğlu'nun ananesi Saadet Erol,  basın mensuplarına şunları söyledi:
"Cem parmak kadar çocuk,  mümkün değil yapamaz.  Onun yaptığına inanmıyorum. Biz onu kucağımıza oturtur severdik. Agresif bir çocuk değildi. Benim sırtımı okşardı.  Fazla gezmeyi seven bir çocuk da değildi."

Kişisel Yorumum:   İşte böyle bir akıl tutulması hali var bu toplumda.
Sen yapıyorsun ediyorsun,  kan revan içinde ortalık...  Deliller bulunuyor, fotoğraflar... DNA'ları bile tutmuş!  O kadar kaçırmaya da çalışılmış ama bir sürü deliller, raporlar, mühimmatlar...  Ve birileri hâlâ çıkıp diyor ki:
"Yok öyle bir şey.  Hepsi uydurma! İftira!"
Bu güveni nerden buluyorlar acaba dersiniz, hı?


* Kurbanın babası  Süreyya Karabulut  ile  zanlının amcası Hayyam Garipoğlu arasında,  ("gazeteci" olduğu söylenen bir sırtlan aracılığıyla),  3000 Euro kan parası pazarlığı tartışmaları yapıldığı ekranlardan evlerimize taştı.


* Bilgi Salatası:
****** -Zanlı Cem Garipoğlu'nun amcası Hayyam Garipoğlu, başta Susurluk Davası olmak üzere  ciddi davalar ve mahkemelerden geçmiş; (sanırım  Çiller-Mesut Yılmaz  zamanlarıydı)  davalarının üzeri el birliğiyle örtülmüş,  devletçe mi yoksa derin devletçe mi korunan öyle biri gibi sanırım aile.

******-Türkiye Barolar Birliği Başkanı  Metin Feyzioğlu,  Garipoğlu ailesinin ve katil zanlısının babasının avukatlığını yapmış bir isimdi.  Bu da bulunsun burada.


12 yorum:

Adsız dedi ki...

Dostum bi kere şu yazın sanki hiç kız/erkek arkadaşın olmamış, derin ilişkiler yaşamamış bu tip yakınlaşmalardan yoksun büyümüş bir insan olarak yazılmış bir yazı. Umarım bu durum sadece beceriksizliğinden kaynaklanıyodur kimsenin aşksız, sekssiz ve sakin ve sessiz bir gençlik geçirmesini istemem bu 1 =)

İkincisi, öyle bi konuşuyosun ki sanki lambadan bi cin çıkmış ve Münevver'in ailesine demiş ki '' bakın cem diye bi çocuk var kızınız bu cocukla sevgili olucak güzel güzel yaşıcaklar ondan sonrada çocuk bunu kesicek, ilişkileri başlasın mı, başlamasın mı, bitsin mi, bitmesin mi ''' diye sormuş ve aileside demiş ki ''' yoo farketmez başlasın ilişki bitmesin '' :D saçmalama dostum yazdıklarının hepsi aptalca, küçük düşünüyosun.

Adsız dedi ki...

adamım gerçekten berbatsın :D

Adsız dedi ki...

oldukça gerizekalısın ailesine yalanj söyler yıne gıder bu şaşılacak bır durum degıl zaten yapacak adam her koşulda yapar...aileside kızı oldukten sonra haberımız yok gızlı gıdıormuş dese sence kotu bir goruntu olmazmı ohh olmuş derlerdi heralde...sennde başına gelırse anlarsın ancak

Adsız dedi ki...

gençlikte en güzelini yassadığını sanmis sevmek güzel şey ama o kızı suçlayamaz kimse herkesin öyle süslenip gezip tozmustur iyide yapmış o kızın suçlu olduğuna inanmıyorum

Adsız dedi ki...

haklısınız. anne baba kızına sahip çıkmalıydı. 18 yaşındaki kızın aklı nasıl kessinki. sonuçta gönül aldanması olabilir zengin diye. cem garipoğlunun yakalanması çok zor. para olduğu sürece kaçması çok kolay.

M. Eşitgen dedi ki...

Sayın Canilecanan, çok haklısınız. Şüphesiz bu çok vahşi bir cinayet ve hiçbir izahı mümkün değil. Ama işin bir de diğer yönü var, mutlaka dilegetirilip tartışılması gereken. Siz de onu söylemişsiniz.

Olan bitende hiç mi, "aman kızımız iyi bir evlilik yapsın, kendisini de bizi de kurtarsın" kolaycılığı yok? Zengin bir aileye gelin verme beklentisi, bu caninin mutlaka bir şekilde dışarıya açık eden defolarının görmezden gelinmesine sebep olmaz? Zavallı Münevver'in zengin ve rahat bir hayata fazla bir çaba göstermeksizin ulaşma hayali gözünü hiç mi perdelememiştir?

Bunların hiçbiri cinayetin vahşetini azaltmaz, bu hunharca katlin suçunu örtmez ama bu kaygılar da bu elim olaydan çıkarılması gereken ders niteliğindedir. Maalesef kısa yoldan zengin olma ve rahata ulaşma hayallerinin bedeli çok ağır olabilmektedir. Aileler çocuklarının kimlerle arkadaş olduğunu, onların özgürlüklerini engelleme kastı ile değil ama onlara olan sorumluluklarının gereği olarak dikkat etmeli ve çocuklarına engelleyici olmadan yol göstermeliler.

En önemlisi, çocuklara kazandırılması gereken en önemli değer, her türlü zenginliğin ve varlığın ancak emek karşılığı olduğunda, karşılık değer yaratılması durumunda anlamlı olduğudur. Çocuklar karşılıksız zengin olma umut ve beklentisiyle değil, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir donanıma sahip olacak şekilde yetiştirilmelidir.

Sevgilerimle.

canilecanan dedi ki...

Teşekkürler, bu düşüncelerinizi paylaştığınız için.

Unknown dedi ki...

evet anlaşılan meseleyi bilen yok ben aydınlatayım sizi gençler; şimi bakın bu garipoğlu ailesi luciferian inancına sahip ailelerden biri tahminimce zira kızın ölüm şekli birebir aynı onların şeytana kız armağan etme ritüellerine...evet bir daha okuma kardeşim aynen doğru okudun bu aile de dünyada ki sözde elit olan bir çok aile gibi luciferian inancına sahiptir diye düşünüyorum ve bu inanç inan bana karşılaşabileceğin en iğrenç inanç. ve bu işin bedeli sırrı öğrenen kişinin ölümüdür. muhtemelen münevver bir şekilde bunların sapıklıklarını öğrendi ne bileyim belki bir ayinlerinde bulundu vs.. bu ayinlerin çapını öğrenmek için eyes wide shut filimini izlemenizi öneririm o filmi çeken kubrick vermesi gereken mesajları aşıp insanları islama yönlendirdiği için filmden 5 gün sonra öldürüldü ne kadar büyük tesadüf dimi işte bu kızın ölümünde de benim sanım o ki kafasını kesip son damlasına kadar akıtarak şeytani ayinlerini yaptılar ve sırlarını öğrenen küçük kızımızı tarihin tozlu sayfalarına gönderdiler... bu kişiler rotschil ailesinden tutunda rocekefeller murdoch bilderberg gibi dünyanın en önde gelen en elit kişileridir soyları firavun şövalyelerine kadar dayanır 1 abd dolarındaki piramit tek göz vs.. semboller bu heriflerin en büyük bilinç altı etkileme yöntemlerindendir örneğin izledğiniz hemen her filmde anlık flaş patlamalarıyla sahne değişir o anda sizin göremediğiniz anlıksübliminal mesajlar olur ölü insan,şeytan resmi,reklam vs. araştırın göreceksiniz bu insanlar gerçekten manyaklık derecesinde hastalar.

canilecanan dedi ki...

Bu konu başlığı gittikçe ilginç bir hal almaya başladı. Eklemeler ve Yorumlar için teşekkürler.

canilecanan dedi ki...

Bir bilgi: 17 yaşındaki lise öğrencisi Münevver Karabulut'u başını keserek öldüren ve 24 yıl hapis cezası alan, Silivri 5 No'lu L tipi kapalı cezaevinde yatan Cem Garipoğlu'nun kendini asarak intihar ettiği iddia edildi. (10.10.2014)

Buzlar Kraliçesi dedi ki...

Ne desem bilemiyorum. Bir gün hepimiz evlat sahibi olacağız, o yüzden ben sizin kadar acımasız davranamayacağım. Tek temennim de Allah sizlere de böyle bir evlat acısı yaşatmasın. Çünkü insanın yaşamadan anlayacağı türden bir şey değil. Acılı bir aileye "Kızınıza sahip çıksaydınız." demek ise yalnızca acımasızlıktır. Çünkü bir çocuk sadece başı boş bırakıldığında cinayete kurban gider diye bir kanun, bir kural yok. Şapkanızı önünüze alıp düşünürken vicdanınızla düşünün derim.

Adsız dedi ki...

kızınıza sahip çıkın diyen bir salak daha