26 Nisan 2009 Pazar

 ERBAKAN


Neredeyse tamamen affedildi.
O da n'apsın? Bunca çileli geçen ev hapsinden sonra  dünya seyahatine çıkmaya karar verdi.  Yaşlıydı, hastaydı,  ve aslında yaşlılığı sebebiyle Cumhurbaşkanı Gül tarafından affedilmişti ama olsun. Öyle yüce, öyle büyük bir insan ki gene misyonlarını unutmadı Erbakan. İran'a gitti Nisan ayında.


"En yüksek seviyedeki kimselerle  en samimi şekilde görüşmeler yapacağını,  İran Parlamentosuna  ve  İran Dini Lideri Hamaney başkanlığında toplanan dini liderlere hitap edeceğini"  açıkladı Erbakan. Sonra haberlerden öğrendik ki,  İranlı yetkililer resmî bir davetin söz konusu olmadığını,  gerçekleşenin özel bir ziyaret olduğunu belirtmiş. Olsundu;  bizim hocanın azıcık sallamayı sevdiğini herkes bilir.

Şöyle demiş  Hakkı Devrim  bu gezi hakkında:

"Gulu Gulu Erbakan Hazretleri  bavul dolusu ilacını da yanına alarak, bir uçağa atlamış ve İran'a uçuvermiş. Ahmedinecad'ın, demiş;  Hamaney'in, demiş;  Rafsancani'nin, demiş;  Ayetullah Kharazi'nin davetlisiyim, demiş... Der,  başladı mı tutamaz kendini.
...
Bu daha işin başı!  Daha dün yürümekte güçlük çeken adam,  siyaset yasağı kalkar kalkmaz uçağa atladığı gibi Tahran'a gidiyor.
Şenlik başlıyor demektir."
(Radikal,  14 Nisan 2009)


Siyaset sahnesine girişinin çok öncesinde,  TOBB Sanayi Dairesi Başkanlığı yaptığı dönemlerden beri yolsuzluk olaylarının içinde Erbakan.  Birkaç kez  Mesaj TV'deki söyleşilerinde, şahsi yalısındaki ev hapsi dönemlerinde izlemiştim kendisini. Hemi de canlı yayında!  Adam sadece siyasi lider gibi değil, sanırsın kont.  Öyle bir evi ve yaşantısı var.


DİP NOT:  Aman dikkat! Hocanın sevenlerini kızdırdıysak, incittiysek günahımız affola!  Zira seveni çok bu tonton ihtiyar amcanın.

Bir zamanlar Çiller'in akıl hocası,  şimdinin Fethullahçı Zaman yazarı Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne,  bir ara Erbakan'ı  "Demokrasi tarihimizin beş büyüğünden biri"  olarak ilan etmişti.  "Kanlı da olsa geleceğiz, kansız da olsa..."  demiş Erbakan  ve  "demokrasi"!
Sevginin ve biatın bu kadarına pes doğrusu.




--- AĞUSTOS 2010'da gelen EKLEME: ---

Necmettin ERBAKAN yeni bir parti kurma arefesinde.
İsim olarak "Huzur Partisi" düşünülmüş. Saadet Partisi'ne olan desteğini çekmeye karar veren hoca, 40 yılı bulan siyasi hayatında Milli Görüş çizgisindeki bir diğer akıma start vermiş olacak böylece.
Ne diyelim? Bu yaşta, hırsın böylesine?... Nerde duracağını bilmeyen at gözlüklülere?...
Bu arada oğlu Fatih Erdoğan da bir şovalye olarak medyadaki beyanatlarında döktürmekte.  Kızları ve damatları ise koltuk arayışlarında... Yazık.



----------------------------------------------------------------------------------


Siyasi hayatımızdan  aynı okul  (ARI Koleji)  ve  aynı üniversiteden  (İTÜ)  mezun üç isim.

----------------------------------------------------------------------------------

Bu da  BONUS  olsun:


2 yorum:

canilecanan dedi ki...

27 Şubat 2011 - Necmettin Erbakan öldü.

Adsız dedi ki...

Erbakan hocaya muhabirlerden birisi;"Neden İran'a gidiyorsunuz yaşınız da epey ilerlemiş sağlığınız da elverişsiz" demişti o da;"Meseleyi anlayabilseniz sürünerekte olsa giderseniz" demişti. Her geçen yıl daha da iyi anlaşılıyor maalesef.

Erbakan hocanın meclis konuşması var, Suriye, İran sonra sıra türkiyede. Erbakan hoca neden ilk İranı ziyaret etti? Bugünleri yıllar önce görmüş.