5 Temmuz 2009 Pazar

 Transformers 2: Revenge of the Fallen

Bir Hollywood Kritiği

Geçtiğimiz hafta Ankara Panora sinemalarında izlediğim bir filmdi.
İçerisinde robotlar, insanlar, genç bayanlar, askerler, Megan Fox filan var...  Megan Fox'u ayrı yazdım, onun ne olduğu pek belli olmuyor zira.

Serinin ilk filmi Transformers'ı izlemiş olanlar, bu filmdeki olayları daha iyi anlar. "Küp ne?, okyanusun dibinde yatan kim?, neden sürekli gözetim altında tutuluyor?, Autobotlar kim, Decepticonlar kim?" vs...


Serinin bu ikinci filmde,  ilkindeki kadro neredeyse aynen korunmuş. Ancak bu kadar olur yani!  Bir tek  Isabel Lucas  gibi genç bir sarışın eklemlenmiş yapıya,  o kadar!



Kısacası film güzeldi, hoştu. Gelelim sadede:



>>> Robotların özellikle dövüş sahneleri oldukça iyi tasarlanmış.  Amerikalılar işin teknik yanını güzel beceriyorlar.

>>> Hollywood sinema sektörü,  aşkı fazlasıyla matematize ediyor bence. Yani neredeyse gramajına kadar!
'Aşk'  dedikleri şey ise her zaman kapitalizmi besleyecek şekilde oluyor nedense,  herhangi bir derinleşme yok.
Her gişeye oynayan macera filminde illaki aksiyon, güzel bayan/bayanlar, albenili çekici yanıyla cinsellik ve bir komedi unsuru...
Bunların arasındaki oran ve formülasyon hep aynı.  Hiç şaşmıyor maşallah!

>>> İllaki Amerikan askerleri  Dünya'yı son anda yok olmaktan  ve kötülerden/kötü güçlerden kurtarıyor.  Dünyadaki bütün bilimsel gelişmeler gibi,  egemen sinema sektörü olan Hollywood da  Amerikan Askeriyesinin bi taraflarını kaldırmaya hizmet ediyor.  Adamlar bu filmlerdeki askerler için bile o kadar ayarında bir formülasyon geliştirmiş ki,  (yakışıklı ve sadık üst rütbeli asker, iyi kalpli güçlü ve sabırlı zenci er;  çalışkan, itaatkar, esprili ekip vs...)  göze batmadan film akıp gidiyor.

>>> "Uzaylılar,  uzaylıların dünyayı istilası,  uzaylıların bazıları ile ABD'nin işbirliğine girmesi"  konuları fazlaca işlenmeye başladı.


>>> Çoğu aksiyon ve macera filminde olduğu gibi, bu filmde de aksiyon sahnelerinde mantık yok. Zira basit Fizik kuralları ve çekim yasaları hiçe sayılıyor. Aslında tam da bu mantıksızlık heyecan veriyor belki de insanlara.
İki genç aşık var mesela filmde, saatlerce çöllerde düşe kalka koşturuyorlar; peşlerinde onları ham yapacak dev muhteşem robotlar! Oysa hanım kızımızın (Megan Fox oluyor bu), kıçına giydiği beyaz pantolonunda son dakkaya kadar zerre toz yok!

İşin ilginci her iki filmin sonunda da pür makyaj, çiziksiz, sıyrıksız aksiyon işini hallediyor bu iki sevgili.

Bir adam var mesela,  Mısır piramitlerinden birine tırmanıyor,  hem de tam yapı bombalanırken!
Sonuç:  Tabii ki sıfır sıyrık ve hasarsız elbiseler!  O kadar süfer insanlar yani bu Amerikalılar!  (yersen)

>>> Reklam almanın da bir adabı olmalı bence.  Film içine reklam almanın bokunu çıkarmışlar adeta.

Bizler ülkemizde ilkin  Mustafa Sandal'ın  'Araba'  şarkısının klibinde görmüştük film içi reklam almayı.  O zaman hoş bulmuştum ama her şey kararında güzel.  Şimdi bir de alıcı gözüyle bakın şu yukarıdaki sarışın kızın fotosuna  ve  bir de elindeki kitaba.


>>> Gören de sanır ki,  üniversiteler birbirinden güzel ve her an vermeye hazır kızlarla dolu olan tatil mekanları.  Bizde de böyle salak gençlik filmleri, dizileri oluyor.  İlişkilerde derinleşme ve sabrın azalmasıyla tutuyor sanırım,  gene de bir yere kadar.

>>> Filmin Orijinal ismi  Türkçe'ye  "Yenilenlerin İntikamı"  olarak çevrilmiş.  Mot a mot çevirisi  "Düşenlerin İntikamı"  olmalıydı...
Tabii  "Fallen Angels"  kavramını bilmek,  bu tarz dini ifadeler ile neyin kast edildiğini anlamak açısından faydalı.



>>> Filme gelen kız yorumları:

Film süper!
Çok tuttum kızlar!
Sarı robot (Bee) çok şirin yaa!  :)

"Bumblebee".........


1 yorum:

Adsız dedi ki...


I love the composition.

my website - http://journal-cinema.org/