
Yaptığı Ortadoğu seyahatlerinde İsrail bahsi açıldığında: "Biz gerektiğinde katile katil diyeceğiz. Katilden de hesabını soracağız" açıklamlarını yapıyordu.
Aradan 3 yıl geçti. 12 Eylül 2010 Referandumu'ndan sonra AK Parti'nin rotası "demokratik değerlere önem vererek değişim ve gelişim" hattından giderek otoriterleşen devletçi bir kimliğe kaymaya başladı. Bloğuma yazmadığım bu çok uzun dönemde gerçekleşen dikkate değer bazı olaylara başlıklar halinde bir göz atalım. Bakalım "katile katil deyip hesap soranlar"ın ülkesinde neler olmuş:
Uludere Katliamı


28 Aralık 2011'de Şırnak - Kuzey Irak sınırında, TSK'ya ait
F-16'ların o bölgede uzun yıllardır kaçakçılık yaptığı söylenen köylüleri geri dönüş yolunda bombaladığını öğrendik.
Bir istihbarata göre PKK'lı oldukları ihbarı varmış...
F-16'ların o bölgede uzun yıllardır kaçakçılık yaptığı söylenen köylüleri geri dönüş yolunda bombaladığını öğrendik.
Bir istihbarata göre PKK'lı oldukları ihbarı varmış...
Ve 35 beden
...................paramparça!
...................paramparça!
Ölenler "terörist" değil, "yabancı" değil, onlar bu ülkenin vatandaşları (idiler). Dahası "sivil insanlar"(dı).
Özür yok. (Tazminat var.) Açıklama uzun zaman yoktu, (gündem gereği bir şeyler söylendi ve söyleniyor)... Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e teşekkür var. Kurtulmayı başarmış olanlara "kaçakçılık"tan açılmış hukuki davalar var.
Burası Türkiye. (bkz: Uludere Üzerine alıntılar)
Suriye ve İran ile gerginlik...
"Komşularla sıfır sorun" diye çıktığımız yolda adım adım yaklaştığımız nokta umarım "Yurtta savaş, dünyada savaş!" olmaz.
Bir dava daha selahiyetle sonuçlandı

19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul'un en işlek caddelerinden birinde vurulmuştu. (Nihayet onca hedef göstermeden sonra.)
Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti bir "Hukuk devleti" olduğundan, tetikçileri mahkemeye çıkarılarak yargılandı. Sonuçta hakikaten de "Örgüt yok, milliyetçi duygu var" imiş; Celalettin Cerrah'ın kulakları çınlasın!
#ironi
Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti bir "Hukuk devleti" olduğundan, tetikçileri mahkemeye çıkarılarak yargılandı. Sonuçta hakikaten de "Örgüt yok, milliyetçi duygu var" imiş; Celalettin Cerrah'ın kulakları çınlasın!
#ironi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder