Türkiye'de "hendekler" ve hendeklere müdahale ile başlayan yeni dönemde; Cemaat krizinden gayrı, PYD'ye Amerika'nın açık desteği ve sanki ABD-TR gerginliğinin eşiğine gelmemiz ile içeride de güçlü bir beklenti başladı. Özellikle azınlık mensuplarının bazı sözleri çok kırıcı ve mağrur bir ruhun meyvesi olabiliyor. Aşağıda, sırf aşina (yani alışık) olmadığı bir övgüde bulundum diye, ağzına gelen hakaretleri eden kibirli bir genç adamın cevap hakkıma müsaade etmemesi ve arkamdan mesnetsiz laflar etme gayreti sonrası yazdığım bir Facebook yorumunu paylaşıyorum. Sevimsiz bir olay üzerinden, bazı milliyetçi Rumlarda gördüğüm bir ruh halini göz önüne alarak içimi döktüğüm bir yazı:
Durmadan eleştirdiği Kemalistlerdeki kibri kat kat aştığının farkında olmayanlar var sanırım, az kaldı kendilerini yarı-ölümsüz Yunan Tanrılarından milenyumda belirmiş bir yenisi ilan edecekler... İnanılmaz küfürler hakaretler ediyorlar bir topluma, bir ulusa... Etnikçiliğe destek vermeyen her insanı "tecavüzcü, pislik, uğursuzun destekçisi, sessizce yanında..." gibi sözlerle itham etmekten çekinmeyecek derecede terbiye ve gerçekçilikteler. Ülkenin dört bir yanında patlayan bombalar hakkında "geçmişte yaptıklarınızın meyvesi", "çünkü siz bunu hak ettiniz!" diyebilecek tıynette insanlıktan çıkmış insanlar.
Dünyanın hiçbir yerinde ölen sivil insanlar için böyle yorum yapılmaz. Ölen kim? Ölen yine "biz"iz. Benim okul arkadaşım, eski komşum, onun sevgilisi... Yabancılar, "kırk yabancı" diyeceğin başka ülkelerin vatandaşı insanlar dahi, elim olaylar sonrası başsağlığı ve üzüntülerini iletirken; nefret ve kin ile yanıp tutuşan içimizdeki azınlık mensuplarının sözleri insanı gerçekten kırabiliyor.
"Bu toprakların gerçek sahipleri..."diye başlayan tiradlar atmaktalar.
Üzerinde yaşadığımız toprakların geçmişindeki Helen ve özellikle Roma-Bizans kültürünü dışlamamızın, toplumumuzda büyük kültürel erozyona ve tarihsel bir kopuşa neden olduğu bugün açıkça görülüyor. Ancak bu tutumda Rumların kibirli ve milliyetçilik ile değişen, gittikçe zehirli bir irine dönüşen kibirli mizacının da etkisi olmuştur herhalde.
Toprak hiçbir milletin kati ve değişmez anlamda tapulu malı değildir. Tarih boyunca göçler, yer değiştirmeler, savaşlar ve istilalarla değişimler yaşanmıştır. Son derece milliyetçi, kof ve ırkçı söylemler ile Türkleri, (Kürtleri, ya da vesaire...)
aşağılamak ile insan kaliteli olmuyor. Bu saçma milliyetçi dil ve baskıcı devlet düzeni de böyle yıkılmıyor. Ancak Türkiye'de işler böyle gidiyor.
Milliyetçiliği, ırkçılığı ve militarizmi eleştirdiğini söyleyen ne kadar seküler okumuş-yazmış çok bilmiş varsa, her terör karşıtı operasyonda "Türkiye'ye NATO müdahalesi yapılması gerektiğini" savunuyor. Her kızışmada "Haydi şimdi Orta Asya'ya! :D" paylaşımlarını Facebook'ta okumaktan fenalıklar geliyor. Coğrafyadaki ve çevremizdeki bütün yanlışların arkasında bir şekilde Türkleri sorumlu tutarken, büyük dünya güçlerine tek bir eleştirilerini göremiyoruz ama! Yani özetle:
"Milliyetçiliğe dur de!" diyeceksin; sonra da durmadan milliyetçi ve ırkçı söylemlerle Türklere saldıracaksın ki milliyetçilik ve ırkçılık bu sayede bu topraklarda kendiliğinden ortadan kalksın. :D
Henüz hendek siyaseti yeni başlamış ve bölge halkı ayaklanma yönünde kışkırtılırken, (düzenek ve Amerika'nın destekleyici tutumundan hareketle mi??) herhalde artık Türklerin defteri dürüldü diye mi düşündüler nedir; mest olup
"Hepiniz Orta Asya'ya şimdi! :)"
diye paylaşım yapmak mıdır yüksek insan tavrı?
Peki "Halkımız cahil!" diye alay edenlerdeki kuzuların sessizliği niyedir böylesi ırkçı tavırları mütemadiyen sergileyenlere karşı?
Sonra ne Orta Asyası?
Türkler buraya Malazgirt ile kesin giriş sağladıklarında, Anadolu toprakları bakir kimsesiz ıssız topraklar değilmiş ki? Burada yaşayan insanlar, halklar, geçmişte kurulmuş medeniyetler varmış ki "medeniyetler beşiği Anadolu" denmiş. Ayrıca Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Türkler dahil, Türk boylarından bu topraklarda yaşayan insanlar zaten varmış. Beraber kaynaşarak ortak bir dil ve kültürde yoğrulmuşuz. Yemekler karışmış, gelenekler karışmış... Ne Orta Asya'ya geri dönüşü?
Ve eğer ufacık bir nüktedanlık ile iletilmiş iyi dileğe karşı bile patlanıyorsa... Ancak "Bu halk cahil, cühela, tecavüzcü! Biz Yunanlılar ise yüksek millet..." dillerindeki ezber ise...
(Sanırım Yunanlılardan hiç tecavüzcü filan çıkmamış tarih boyunca, yapmaz onlar öyle şeyler, dediği bu.)
Bu kadar kof bir kıyas ve tespit seviyesindeyseler... Kusura bakmasınlar, bu da avamlığın bir başka formudur.
(Facebook'ta yaşadığım olay özelinde diyorum bunu: İnsanların söylemediği şeyleri söylemiş gibi yalanlar söyleyip, kendisinin ve karşısındakinin bazı mesajlarını silip, muhatabını blokladıktan sonra arkasından olmayan/söylenmemiş sözlere Don Kişot gibi yaratıklandırmalar yapıp küfredene, daha da hızını alamayıp az sonra bloklayacağı şahsın FB sayfasındaki paylaşım altlarını hakaretle donatana "avamlık" yakıştırması bile çok gelir. Adam hızını alamayıp benim "Türk kahvesini pek sevmediğimi" söylediğim iletinin altına "Ona Osmanlı kahvesi veya Grek kahvesi diyeceksin, önce adını doğru öğren!" diye bile yazmış! Ama öyle bir "milliyetçilik karşıtı" pozları kesiyor ki Face'te... Oskarlık!
N'aparsınız ki maalesef bu ülkenin kanlı tarihi yüzünden, her seviyeden Türk düşmanlığı nimetten sayılmakta. Yeter ki Türke hakaret et de... İstersen şu seviyede ol.)
Fikirler, onları yazanı silip sürekli kendinizi övenlere yer açarak değer kazanmaz. RTE'ye, AKP'ye, ona buna "sansürcü" deyip yerden yere vuranların; ufak bir eleştiride dahi ağzından çıkanı kulağı duymayacak ithamlara sarılıp neler yaptığını defalarca ve defalarca gözlemledik. Bir de yönetici filan olsalar demek ki neler olacak?
Amaç yalakalık ile ego tatmini ise, dillerinden düşmeyen "hakikat" ancak arka fon olabilir bunlara. Önce kendinizi terazide bir tartacaksınız, eğer yargıçlık oynamaya bu kadar istekliyseniz.
3 yorum:
Sevimsiz bir olay üzerinden, bazı milliyetçi Rumlarda gördüğüm bir ruh halini göz önüne alarak yazılmış bir yazı idi.
Önemli olan şu: Hayat devam ederken belli aralıklarla durup kendimizi tartalım, ve kendimize şunu soralım:
Ruhumda kibri yeşertiyor muyum? Kibrin etkisiyle neler yapıyorum?...
"Tarih yazarları, Helenizmi yücelttiler, Yunan yayılmacılığına karşı çıkanları (Persler, Hintliler ve diğer göçebe kavimler) mahkûm ettiler. Bir halkın uygarlik düzeyi, onun hellenleşme düzeyiyle ölçülüyordu. Oysa Helenizm savaşlara, kölelerin ve serflerin sömürülmesine, soykırımlara, katılanların kendinden geçerek her türlü rezilliği yaptıkları ayinlere hiç de yabancı değildi."
Bu yazıya gelen tepkilerden iyi anlaşılamadığımı görebiliyorum.
Doğrusu umrumda da değil.
"Sizde ahlak yok mu engelleyip cevap hakkını gasp ettiğiniz birine, hem de göremeyeceği bir şekilde laf etmek ve dahi iftira atmak hangi kitapta var?"
Yorum Gönder