9 Haziran 2015 Salı

  7 Haziran 2015  Genel Seçim Sonuçları

AKP-----% 40,8   (258 milletvekili)
CHP-----% 25
MHP-----% 16,4
HDP-----% 13,1

Seçim sonuçları açıklandıkça beni en çok şaşırtan parti "Halkların Demokratik Partisi" (HDP) oldu. Çünkü oylarının yüzde 9 ila 10.5 arasında kalacağını düşünüyordum. Yani ya barajı kıl payı geçemeyecek ve Meclis dışı kalacak, ya da az bir oyla zar zor geçebilecekti.  Ancak beklediğimden daha rahat ve büyük bir oyla HDP Meclis'e 80 milletvekili ile girmiş oldu.  Bunda uzun zamandır medya ile de desteklenen kampanyalar sonucu Beyaz Türklerden ve ulusalcılardan gelen bir miktar emanet oy ile,  oylarını bu seçimde AkParti'den HDP'ye kaydırmış Kürt seçmen etkili olmuşa benziyor.

Daha önce de dediğim gibi, ben oy kullanmayanlardandım. Sonuçlar için hayırlısı olsun diyorum. Kapatılan DTP zamanlarından beri muhalefette hareketlenme ve yenilik getireceğini düşündüğüm bir Kürt siyasi hareketi nihayet parti olarak seçimleri aştı. HDP'yi destekleyen çevrelerde coşku o kadar büyüktü ki, nihayet büyük bir rahatlama ve sinirsel normalleşme yaşandı. Ne aylardır devam eden "Oy hırsızlığı, çalınan oylar"  mugalatası yapıldı  ne de  "Cahil halk!"  tekerlemeleri...

Oldukça yüksek oranda seçimlere katılım, seçmenlerin oldukça büyük bölümünün mecliste temsilini sağlayacak yüzdeler ve "Koalisyon mu Erken seçim mi?" tartışmaları ile seçimler sonlandı. Halk, koalisyon karmaşası ve beraberinde gelebilecek kaosu, "Başkanlık Sistemi" adlı bilinmeze tercih etti. "Tek adam"laşma istemedi. AK Parti'nin özellikle doğu ve güneydoğudaki oyları çok düştü.

Sizlerle seçim sonuçları üzerine çeşitli kesimlerden bazı değerlendirmeleri paylaşmak istiyorum, önümüzdeki günlerde zenginleştirmeye devam edebilirim bunları:



Asıl sürpriz yükselen MHP. Hangi sebeple AKP'den MHP'ye oy kaçmış olabilir?  (1)
Peki ne oldu da bunca zamandır her koşulda AK Partiyi desteklemiş bir büyük Kürt kitlesi saf değiştirdi?
Bunun sebebi basit ve açık;  Korkutuldular.
O insanların memleketlerinde akrabaları var. Bir savaş başladığında kimin nerede nasıl yanacağını kimse bilemez.   (2)
                   --> Işid peydah oldu, Kobani'ye girdi.. 6-8 Ekim oldu.. 50 insan öldü.  Devlet insanını koruyamadı..   (@yunusderyal)


Kemalistler Atatürk heykellerini yakanlara,
Ciamaat karşı çıktıkları çözüme,
Hdpliler kendilerine eziyet edenlere oy verdi.
Demekki:
-Oylar çalınmıyormuş
-Türkiyede Demokrasi varmış
-Suriyeliler oy kullanmıyormuş
-Çözüm süreci doğruymuş
-Apoya af gelebilirmiş
(@esma_fb_3437)


ulusalcilar bu gurur sizin diyarbakir'da pkk bayrakli zafer kutlamasi (@janetnahum)
                  --> çözümsüreci bitecekse g kurmay bunun bedelini ulusalcı şımarık kesimin evlatlarının askerliklerini g doğuya göndererek ödetmelidir (@necati102)

Gezi'dekine benzer bir durum var şimdi. Pek çok kişi "AKP'sizlik" istiyor ama esas sorun  "AKPlilik"  ile nasıl yaşamayı başaracaksınız?   (@cozbakan)




İnşallah akparti esatç gibi kişilerden kurtulur, inşallah yalaka/çıkarcı kişileri görür. Bunlarla birlikte kibre boğuldu:/   (@oslemimden)

Acayip tepkiler de yok değildi,  kafa bi milyon:
İngiltere'ye karşı verdiğimiz istiklal ve istikbal mücadelesinde kardeşimiz dediğimiz kürtler bizi arkadan hançerledi. Kraliçe 1-0 önde yine (@omerturant)
13 yılda 1 anayasa yapama, darbelerle hesaplaşmanın içine sıç,  çözüm sürecini araçsallaştır somut adım atma şimdi de nankörsünüz   lol sie
(@ud_quo)


aqpnin oyu %8,5 düştü. çözüm sürecini başlatarak tabanindaki faşistleri mhpye kaptırdı. (%3)   sonraki davarlıklarıyla ve en son dolmabahçe görüşmelerine atarlanmasıyla önemli bir oyu da hdpye kaptırmış oldu. (%5,5)
hdpnin aqpyi dışlayıcı tavrı da yanlış (siyaseten).  kürtçe propaganda ve eş genel başkanlık haklarını bile aqp bizim YaE dediğimiz referandumda verdi.
(bu arada bdpnin saçma boykot tavrı ve bunu kendi tabanlarına uygulatabilmek için parti kapatmayı kaldıran maddeye mecliste destek vermemeleri rteyi kıllandıran ve güven bunalımı yaşatan bir durum yarattı.  tabii aqp ondan evvel kck tutuklamalarında cemaate peçetecilik yaparak çakalın önde gideni olduunu göstermişti, ayrı)
Furkan Katkak   -  8.6.2015,  Facebook



"Ankara'da  Ak-saray gibi 50 tane kamu binası var. Kimse ses etmez. Bu meselede muhalefet israf algısını iyi oturttu."   (I)
Gerçek hayatta karşılığı olan çok basit şeyler var. İnsanların karnı doyacak, kimliğini ifade edebilecek. Geleceğe güvenle bakabilecek.  /  Yani Filistin'e ümit olmak elbette çok mühim ve vazgeçilmez. Ama buradaki seçmenin kahir ekseriyeti için ilk sırada gelmeyebilir.  (II)

"Sonuçlar her ne olursa olsun önümüzde yeni bir anayasa, çözüm süreci, istikrarın devamı ve adil bir seçim sistemi meselesi olacak."   (III)

"Nasıl ki muhalefetin düşman dili AKP seçmenini yaralıyorsa söylediğimiz her sözün de Kürt seçmeni hedef aldığını anlamak gerek."   (IV)
                  --> "iki halkın iradesinin ortaya konmasındaki pürüzler kalkmalı. hayat  başkanlık isterim ve seni başkan yapmam  cümlelerinden ibaret değil.   (@dryagci)"

"Kürtleri birbirine düşman etti, Türkleri birbirine düşman etti, Arap Coğrafyasını karıştırdı.  Ne AKAPE'ymiş be."   (V)
"Nevi şahsına münhasır bir siyasetçiye "gıcık" olanların gazına gelip kendi ayağına sıkan bir seçmen kitlesi görüyorum ben.  Erken yorumum bu    (VI,   Erdem Abaka)



AKP seçmeni AKP'nin bu oyu alacağını bilseydi %2-3 daha düşük olurdu şu an oyu   (@sunigundem)

"Şimdi en başta o multi-milyarder hale getirdiğiniz inşaat ve medya baronlarının sizi nasıl sattığını göreceksiniz..  Eee kızmaca köpürmece yok,  bu işin fıtratında da bu var.."
Kaiser Z. Beyner

sizin yüzünüzden mahallede top oynayan çocuklar bile siyasi analiz kasmaya başladı.  ne biçim bi seçimmiş arkadaş yav herkes kazandık diyor.  lan oğlum  sen git sümüğünü koluna silip topunu oynasana,  senin misyonun bu.    (Baran Bozbey,  FB)



AKP hakikaten ciddi bir tokat yedi. Bundan ders çıkaracak bir akıl da göremiyorum.   (1)
"barış süreci  AKP'nin ve hatta kimsenin keyfiyetine bırakılamaz. Partiler talidir önemli olan hedeflerdir."   (2)

AKP giderek merkezden daha sağa doğru kayıyor(du). Bu son zamanlardaki söylemlerinde çok açık. Hitap ettiği kesim giderek daralıyor(du).   (3)

Türkiye'de İslamcılık baraj altıdır.   (4)
AKP'nin genel seçim sonuçları şöyle seyretmiş. Tekrar hatırlayalım. %34,43 (2002),  %46,58 (2007),  %49,90 (2011),  %40,70 (2015).   (5a)

Ben AKP'nin şapkayı önüne koyup düşüneceği hususunda pek umutlu değilim. Tavandan tabana doğru bir akıl tutulması var.
AKP kitlelerde karşılığı olan ortaklaştırıcı bir ideolojik çerçeve veya ilkeler bütünü üretemedi.
  (5b)

En azından 2019'a kadar RTE cumhurbaşkanı. 2019'da bir daha kazanırsa 2023'e kadar o makamda.
Bu tavırlarıyla başlı başına bir siyasi kriz kaynağı RTE. Başka türlü davranacağına dair umudum da pek yok   (6)

Safları sıklaştıralım kenetlenelim diye diye hitap ettikleri kitleyi daralttılar. Aynı reflekslerle hareket etmeye de devam ediyorlar.
(7;   @DoktorYes)



Müslüman bloğun ülkeye istikamet verme çabası, sofistikasyon eksikliğinden akamete uğradı. / Önümüzdeki süreç daha çok melezleşme getirecek gibi. Şeffaflaşma kaçınılmaz ve daha az ideoloji de artık bir talep haline geliyor. (@balikgoz)
Ortadoğu'da sınırlar değişiyorken TR daha fazla idareyi maslahatı (geçiştirmecilik) sürdüremezdi. Değişim kendini dayatıyor.  Bunu okuyabilen tarihe geçer.   (@hbk)

Toplumun değişiminde iki öncü gücü kurucu güçler karşı karşıya getirmeyi becerdi. Bunu tersine çevirmek gerekiyor.   (1)
AKP'lilerin genel olarak verdikleri olgun tepkiyi ergenPolit analiz, histerik Kürt nefreti kirletiyor.  Karşıtlarına benzemeye başladılar.   (2)
                  (Leyla Zana:  "Amed'te öldürülenler birer demokrasi şehididir. Yaralanan barış güvercinlerininse kanatlarından öpüyorum"  demiş)
Zana'ya niye Kürt şehidi demedin diye çatıyorlar. Keşke HDP'de Zana benzeri 1kaç kişi daha olsaydı.   (3,   @fezasis)




"İslamcılar ya birlikte kazanacaklar ya da -100 yıl öncesinde- olduğu gibi birlikte kaybedeceklerdir. Bu iki aktör arasında sürdürülen Çözüm Süreci bu nedenle hayati önemdedir.Nesnel süreç halklarımızın özgür ve eşit geleceği açısından tarafları buna mecbur etmiştir.

HDP'nin seçim zaferinin arkasında yatan temel nedenin Kobani direnişi olduğu biliniyor. Dönemin başbakanı Erdoğan dışlayan ve aşağılayan tavrıyla Kürtlerin kalbini kırmış, öfkesini arttırmıştır. Yetmemiş, Dolmabahçe mutakabatını reddetmiş, İmralı'daki masayı devirmiş ve Öcalan'a tecrit uygulamıştır.  Bütün bunlara bir de seçim sürecinde HDP'ye yapılan saldırılar eklenmiştir. Özellikle Diyarbakır'daki kitlesel katliam girişimi Kürtlerde infial etkisi yaratmıştır.  Kürt halkı bunların rövanşını 7 Haziran'da almıştır.

HDP'nin de AKP'ye kapıları kapatan tavrından vazgeçmesi; siyasetin normalleşmesi ve geleceğin inşası için hükümeti demokratik açılıma zorlaması gerekiyor.  Bazı çevrelerdeki Erdoğan ve AKP karşıtlığının altında Öcalan ve Çözüm Süreci'ne olan karşıtlığın yattığı biliniyor.

Gülen Cemaati ve merkez medya, Oslo'dan beri Çözüm Süreci'ni bu yüzden sabote etmeye çalışıyor.   Cemaat ile AKP arasında çatışmanın Kürt meselesinden kaynaklandığını söyleyen Öcalan, birçok kez,  ‘Erdoğan'la birlikte beni de tasfiye etmek istiyorlar’ demiştir.   HDP sadece Erdoğan karşıtlarının kümelendiği bir parti değildir ve olmamalıdır. Ancak hal böyle olunca geleceği AKP ile birlikte inşa etmek yerine, birbirlerini bastırmaya ve darbelemeye çalışıyorlar.  Bunun sonuç vermeyeceğini, birinin kaybettiği yerde ötekinin kazanamayacağını görmek gerekiyor.



.
_LAN HALA DİN İMAN PEYGAMBER SİYASETİ YAPIYORSUN  MİLLET SİZE BU YÜZDEN DERS VERDİ KONUŞMA BE  @BurhanKuzu   (@sametizibelisiz)

_Kaosu tercih etti dediğin halk  13yıl seni tek başına iktidar yaptı.
Bikez olsun nerde hata yaptık diye düşünün yahu   (@erdemli1toplum)

_Şu haber hala olayın idrakine varılmadığını gösteriyor:
Burhan Kuzu'dan çarpıcı açıklamalar: "Abdülhamid Han'a da aynı şeytani formülü uyguladılar"  (bkz)



AKP ve MHP siyasi arenada kavga ediyor görünseler de,  yargıda son 1 yıldır fiili bir AKP-MHP  (ve ulusalcı)  koalisyonu yürürlüktedir.   (@demokratyargi)

CHP ve MHP aslında ölü partiler  korku-öfke siyasetiyle ve ilkel kimlik partileri oldukları için zombi gibi yaşıyorlar. Gelecekleri yok.   (@hbk)


Bir kişi "Esas sorunumuz AKP-HDP ikilisine karşı alternatif olmaması" demiş.  Evet, biraz da  Muhammed Eminoğlu'nun iletilerine bakalım:

Kılıçdaroğlu'nun kendisini başarılı bulması rezalet bir olay. bu kafa cidden başarısız olmaya mahkum.  (*)
o değil de chp'liler verdikleri hdp oyları sayesinde kemal kılıçdaroğlu'na istifa yolunu göstermiş oldu.  (**)
kılıçdaroğlu daha düşük oy alırsam istifa ederim demedi mi? şimdi yan çiziyor! e peki senin asgari ücret vaadinde, şu vaadinde bu vaadinde dürüst olduğuna nasıl inanacak bu insanlar?   (***)
yalnız sonuçlar olumlu gelince hiç seçimlerde hile yapıldı muhabbeti dönmüyor dikkatinizi çekti mi :D   (****)
ortada bir kalitesizlik ve kararsızlık var bunu kabul etmek gerekir. akp'yi çözüm sürecinde hain ilan edenler bugün hdp'nin barajı geçmesi için yırtındı. tersinden düşün bir de, çözüm sürecinde barzani ile miting düzenleyebilecek düzeye gelen akp,  hdp'ye oy verilmesini eleştiriyor. herkes bir acayip bu toplumda abi. omurga resmen yok.
kusura kalmayın,  gerçek bu
  (*****)


Şöyle diyenler de var.  Zaman her şeyi ortaya çıkaracak,  yazalım:

Demirtaş vitrin mankenidir,  ona verilen görev bitti,  önümüzdeki günlerde hep beraber gelişmeleri göreceğiz.  sabredelim bekleyelim   (1)
HDP oyları keleşnikof zorbalığı ile almıştır ve hükümet bunun için önlem almadığı için suçludur.  Yoksa Kürtler hep birden komunist olmadı   (2)
Benden söylemsi,  HDPnin önü alınmazsa HDP Dağda tuttukları PKK militanları ile tüm Kürt halkını esir alacaktır,  Suriyedeki gibi yapacaklar
HDPnin yeni seçilen milletvekili Burcu Çelik Özkan,  "korucular size keleşnikof doğrultmayı iyi biliriz"  dedi.   (3)
Şer odağı kan emici uluslararası şer odaklarının işbirlikçisi medya gurupları bitirilmedikçe huzur bulmamız zor.
(4,   @barzan_qarnu)

"Bu seçimin bir kaybedeni de Kandil oldu. Tek bir kurşun HDP'yi baraj altına savurur.  Türkler  HDP'ye sorumlu davranma görevi verdi."   (@okince)

Bir yorum,  Ahmet Cantürk'ten:

1.  Bu seçim, her ne kadar ekonomik vaatlerin öne çıktığı bir seçim süreci yaşanmışsa da sonuçlar çözüm süreci üzerinden şekillenmiştir.
2.  AKP, çözüm sürecini başarılı bir şekilde yürütememiştir. Sıcak çatışma büyük ölçüde durmuş olsa da PKK'nın silah bırakması sağlanamamış ve bölge halkı üzerindeki gölge kaldırılamamıştır. Bunlara bağlı olarak milliyetçi ve devletçi hassasiyetleri olan seçmen,  PKK-HDP mensuplarının AKP tarafından şımartıldığı,  gereksiz tavizler verildiği gerekçesiyle MHP'ye yönelmiştir.
...
6. HDP,  Türkiye'nin solu olmaya dönük olarak başlattığı ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde test ettiği siyaseti bu seçimde hem söylemleriyle hem aday profiliyle uyguladı ve başarılı da oldu.




"İstanbul'daki şımarık, kaprisli, şizofren Beyaz Türk feministi"yle,  "doğudaki ataerkil muhafazakar Kürt erkeği"  aynı çatıda:  İşte HDP'nin gücü.

Aynı apartmanda otursa birbirine selam bile vermeyecek insanları, siyaset böyle buluşturabiliyor işte.  Bir yönüyle gerçekten başarı bu.
  (1)
"Mazlum milletlerin ilham kaynağı Türkiye" anlatısı; kemalizmle başlayan, AKP ile devam eden bir anlatıdır. Miyadı dolmak üzere.  (2)

"AKP dünyadaki prestijimizi sıfırladı" veya "AKP sayesinde dünyada başımız dik gezebiliyoruz"  diyene inanmayın.  Dünyayı genelleyenden kaçın.   (3)

"AKP'nin Kürtlere verdiği haklar"ın propagandası, "Atatürk'ün kadınlara verdiği haklar"ın propagandasını geçti.  Alkolsüz kemalizm,  tam gaz.  (*)

Koalisyona değil, "sınırlarını bilen, öfkesini kontrol edebilen, kendini yenileme yeteneğine sahip bir tek parti iktidarı"na  ihtiyaç var.
  (4)
"Türkiye ilk 10 ekonomiye falan giremez" diyebilecek başbakan istiyorum.  Bu ülkenin, içi boş özgüven pompalayanlara ihtiyacı yok.
(5,  @resatcalislar'dan alıntılar)




Hamdi Tayfur'un seçim sonrası Facebook sayfasındaki analizinden bir alıntı:
Kibirli siyaset devrine halk sandıkta dur dedi. Bu kafanın temsilcisinin önü kapandı. Hedeflediği zirveye çıkabilmesi artık iyice zorlaştı. İzlediği -halkı arkama alınca ben her şeyi yapmaya hak sahibiyim tarzındaki- duruş artık seçmen nezdinde kabul görmüyor.

Kandil kaybetti. Silahlar değil sandıklar konuştu. Çözümün dağda değil sandıkta olduğu herkes tarafından anlaşılmış oldu.

Tayyip Erdoğan'ı kızdıran bir terim var  Ankaralılaşma.
Ben daha ağırını söyleyeyim  Melih Gökçekleşme.
(@ilkand)



Başbakan'ın fahri danışmanı Etyen Mahçupyan ile 2015 Seçimleri üzerine bir söyleşi sohbet:  "En tepeden başlayarak Ak Parti'nin şapkasını önüne koyarak düşünmesi gerekiyor"

"Davutoğlu insanüstü bir çaba harcadı. Hem partisinin stratejisini yürüttü hem değerlerini anlattı hem de programını. Polemiklerden de kaçınmadı ama galiba buradaki mesele, esas olarak Tayyip Erdoğan'ın algılanmasına yönelik durum. Yani Davutoğlu - Erdoğan ikisi bir sahada olunca Davutoğlu'nun yaptığı da yapmadığı da daha az önemli oldu."

"AK Parti kendi tabanının temsil ettiği sosyolojik değişimin ne kadar taşıyıcısı olabilecek ya da olamayacak?  Seçmen burada bir ihtarda bulundu. Daha önce AK Parti'ye oy vermiş insanlar, bu sefer AK Parti'ye oy vermedi. Ve bazı sınırların geçildiğini, belki hoşlanmadığı bazı tutumların alındığını söylemiş oldu. İkinci büyük dinamik ise HDP'nin başarısına yansıyan, Kürtlerin bir kimlik olarak mecliste var olması. Şu andan sonra bunun geri dönüşü yoktur."


İslami kesim içerisinden gelen bir eleştiri yazısından:
"(Ak Parti)  Milletin hadimliğinden efendiliğine doğru giden bir iktidar yolundan tırmandıkça,  ortaya konulan icraatların diyeti olarak,  sessiz ve kendisine tâbi bir kitle üzerinden politika yapmanın mümkünlüğüne dair bir zehaba kapıldı. Aslında kendisine verilen desteğin sabırla sürdürülen bir kredi olduğunun farkına varamadı."   Ve madde madde üzerinde duruyor:

Roboski ve Kobani olayları, mezhepçi tutum (Suriye stratejisindeki tıkanma), Gezi'yi iyi okuyamama, yolsuzluklara karışmış bakanların aklanması, temel ilkeler olan “yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele”  ilkesinden sapma,  Soma faciasında takınılan tavır (adaletsiz kalkınma anlayışı, Başbakanın danışmanının bir göstericiyi tekmelemesi), Anayasa konusunda dahi olunmadığı kadar ısrarcı olunan "başkanlık sistemi",  MGK ve YÖK gibi darbe ürünü kurumların savunuculuğuna geçiş,  Diyanet ve ana dil tartışmaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir parti başkanı gibi hareket etmesi ve tarafsız olmaması, daha önceki Özal ve Demirel örnekleri ortada iken bunların dikkate alınmaması  (aynı şeyi ben de düşünüyorum,  özellikle "Demirelleşme"),  yüzde 10 seçim barajında ısrar,  iktidar kibri,  AK Partiyi zayıflatmıştır.

"Bu süreç içerisinde giderek sağcılaşan ve devletin Kemalist mevzilerine yerleşen AK Parti, yeri geldiğinde Atatürk'ten, yeri geldiğinde ise Menderes'ten itibaren çizilen muğlak bir Milli İrade kavramı ile daha çok sağcı ve devletçi bir parti hüviyetine bürünmüştür."
  "Sistemi değiştirmek için verdiği mücadeleyi bırakarak, paralel yapı ile mücadeleyi esas alan bir biçimde sistemin tahkimatına yöneldi. Hatta bu yüzden darbeci subaylara karşı verilen mücadele bile tavsatılarak, neredeyse bu çevrelerle bir işbirliğine gidildi. Oysa bu paralel yapıyı,  onca eleştiri ve tepkiye rağmen bu noktalara kadar taşıyan da Ak Parti'ydi ve bu durum,  çoğu kez birçok kişinin haksızlıklar ve adaletsizliklere uğratılarak mağdur edilmesiyle gerçekleştirilmişti. Ak Parti artık giderek savunma pozisyonuna geçen ve enerjisini sistemi değiştirmek ve yenilemek yerine kendisini savunmak için kendisiyle özdeşleşen devleti tahkime harcayan savunmacı bir partiye doğru evrilmeye başladı."
(Ümit Aktaş  -  Timeturk.com)



Seçim tahminleri en doğru çıkan KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü  Bekir Ağırdır'ın  seçim sonuçları yorumu:

"Seçmen ‘bir takım reformlar yapacaksanız ancak uzlaşarak yapacaksınız’ dedi. Türkiye'nin temel sorunu,  ‘biz’ duygusunun kaybolmuş olmasıdır. Yeniden ‘biz’ olmaya ve bir arada yaşama duygusunu geliştirmeye ihtiyacımız var. Seçmen de oylarıyla diyor ki, ‘sadece birinize ağırlık vererek her istediğinin yapılmasına izin vermiyorum’. (...) Ekonomi krize girmek üzere, ihtiyaç duyulan reformların acil olarak yapılması lazım, IŞID meselesi gibi içimize sıçrayan bir problem var. O probleme dair politika düzeltmesi lazım.
Erken seçimi zorlarsa AKP çok daha fena çakılır, HDP kesinlikle kazançlı çıkar. Geçiş dönemi ilan eder ve 18 ayda genel seçim derlerse, hiçbir parti de itiraz etmeyebilir. Çözüm süreci yokmuş gibi davranırlarsa çok büyük problemler kapımızda demektir.
Erdoğan ve Davutoğlu ilişkisinin çok bozuk olacağı açık. Ama bu başarısızlık sadece Davutoğlu'nun başarısızlığı değil. Sayın Erdoğan da 60 gündür bizzat kampanya yaptığına göre başarısızlığın bir kısmı da Tayyip Erdoğan'ın."



Seçmen Erdoğan'a C.Başkanlığı vererek, teşekkürler yaptığın her şey için  demişti.
AK Parti için temel sorun bu mesajın yanlış okunması...
Ali Balcı  (@abalci)   June 7, 2015

"Bir de şu var, AK Parti 2009'da Urfa'da yaptığı hatayı bu sefer Doğu'da genele yaydı... çoğu adayın Kürt seçmende bir karşılığı yoktu"  (*)

AK Parti'ye oy kaybettiren 3 neden:
1. Kürtlerin milliyetçileşmesi
2. Siyasal İslam'ın küresel çözülüşü
3. Erdoğan sonrasının kurulamayışı   (**)


Kürtler nezdinde Erdoğan'ın ümmet ideali, HDP'nin Kürtlük fikri karşısında kaybetti.  Bunun sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.
(***,  @abalci  -  Ali Balcı'nın konu hakkında dikkate değer pek çok tweeti ve yazısı var.)

Edit:  Evet, 2019 itibariyle fark ettim ki hoca esaslı temizlik yapmış. Twitter'da siyaset, seçimler, AKP ve Tayyip Erdoğan üzerine geçmişte yazdığı neredeyse her şeyi emek verip itinayla silmiş. "Temizlik imandandır" dedi herhalde.


"Demokratik miyiz artık?"   (@FIRATEREZ)
Seçim hilelerinden, çalınacak oylardan, diktatörlükten, faşizmden, bilgisayarlara müdalalelerden filan bahsedenler özür dilediler mi?   (*)
(9 Haziran'da Hüda Par üyesi İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran'ın PKK'lı olduğu söylenen kişilerce öldürülmesi üzerine)
İnandığınız yalanlar adam öldürüyor,  haberiniz olsun.  (*)
Asıl sorun  "demokrasi"nin  “hizmet”e feda edilmesi.
Eğer herkesin her fırsatta şikayet ettiği, veya en azından antidemokratikliğini teslim ettiği baraj, HDP'nin rahatlıkla geçebileceği bir makul orana çekilmiş olsaydı,  bu provokasyon yaratılamayacaktı.
Bu sefer “sabır” ilkesi çalıştırılamadı ve “hizmet” uğruna “demokrasi” feda edildi.   Anayasayı tek başına yapıp referanduma sunmak için gereken çoğunluk hedeflenirken tek başına iktidar yitirildi, hem de hiç yitirilmemesi gereken bir zamanda.
(Alıntı,   @FIRATEREZ)


"Seçimler göstermiştir ki, hiçbir parti ve lider vatandaşın oylarını çantada keklik olarak göremez. Her parti ilk defa seçime giriyormuş gibi çalışmalıdır" diyor  Atilla Yayla.  Kendisinin 6 adet Facebook iletisinden alıntılar yapıyorum numaralandırarak:

"HDP büyük bir mesaj aldı ve demokratik siyasete mahkum edildi. Bu saatten sonra şiddete başvurması intihar etmek anlamına gelir. Bir de şunu düşünelim: Memlekette epeyce yeminli AK Parti, özellikle Erdoğan düşmanı var. Bunlar sağduyusunu ve his dengesini kaybetti. Bazıları neredeyse akıl sağlığını yitirme noktasına geldi. Her seçimde yenile yenile şiştiler. Bu tablo onları da biraz rahatlatacaktır. Bir miktar zafer duygusu tattıracak ve sağlıklı düşünmelerine yardımcı olacaktır. Bu da ülkenin normalleşmesine hizmet edecektir."   (1)

"Seçimler göstermiştir ki, seçmen başkanlık taleplerini satın almamıştır. Bu tartışma artık gündemden düşecektir. Başkanlık sistemi de parlamenter sistem de demokratik modellerdir. Ancak ne biri ne de diğeri kendi başına mucizevi sonuçlar yaratabilecek bir yoldur."   (2)

"Seçimlerin ilk sonuçları gösteriyor ki, Türkiye'de bir diktatörlük olduğu masaldır. Seçimlerde hile yapılacak idiği bir masaldır. Tüm kusurlarına rağmen demokrasi işlemektedir. Bu sonuçlar iktidardan "kurtulmak" için Gezi ve 17-25 Aralık gibi gayri meşru yöntemlere başvurmaya gerek olmadığını göstermiştir.  Siyasi sorunlar siyasi yollarla çözülür."   (3a)

"Demek ki sandık önemliymiş. Demek ki sandıktan sonuç alınabiliyormuş. Demek ki sandık varken şiddete, bürokratik vesayetçi operasyonlara gerek yokmuş. Demek ki sandık demokrasisi diye sandığı küçümseyenler beğendikleri bir sonuç çıkınca sandığı sahiplenebiliyormuş. Demokrasi bu tür derslerle öğrenilebilir ve içselleştirilebilir."   (3b)

"Seçmen CHP'ye diyor ki, yerinde sayıyorsun. Umut ve istikbal vaat etmiyorsun. Ya ebediyen böyle kalacaksın ya da ciddi ölçüde değişecek ve yenileneceksin. Hayalci vaatlerini satın alacak değilim."   (4)

"Seçim sonuçları gösteriyor ki, partiler seçim taktik ve stratejilerinden çok genel ilkelere bağlı kalmalı. Yüzde onluk baraj sürdürülemezdi. AK Parti bunu kimseden bir şey beklemeden kaldırsa,  mesela %5'e indirseydi,  HDP  barajı 5 veya 6 puanla aşar ve AK Parti bu sonuçla tek başına iktidar olurdu. Doğruları taktik ve stratejilere feda etmemek lazım."   (5)


"Hükümeti kurma görevi". Uzun zamandır duymaya duymaya unutmuştuk bu ifadeyi     (@gustavadolphus)

Bu seçimin manşeti:  Raconu  ‘endişeli modernler’  kesti.
(Gazeteci-Yazar Alper Görmüş)

Gülay Göktürk:  "Endişeli modernlerin 'sürü' diye küçümsediği kitle, partisine sandıkta ihtar vermeyi bildi."

Dindar Kürtler "Kürt" olarak, dindar Türkler "Türk" olarak değerlendirme yaptığı sürece birbirimizi anlamamız zor.  (Bir dost )

2011 seçimine göre:
Chp %0,95 oy kaybetmiş;  Mhp %3,35 kazanmış;  Akp %9,13 kaybetmiş
Hdp'ye hangi partiden oy gelmiş.  Hesap ortada

Koalisyon:  Kimse kimseye muhalefeti kaptırmak istemiyor.



İşte Atatürkçü CHP  ile  Apocu HDP  ittifaki:
https://twitter.com/BabilomD/status/608033445978193920
(caps almışlar, bir kez bakın ve gene apoliştikleşmeyi AKP'ye yüklemeye devam değerli Beyaz Türkler)

Bakırköy'de bir araya gelen HDP'liler, 7 Haziran genel seçimi sonuçlarını kutlamış. Alanda Abdullah Öcalan'ın posterleri dikkat çekiyor. Ulusalcılardan biri de emanet oyları temsilen bir büyük adet Atatürk posteri ile gelmiş.
İşte bunlar hep  "apolitize olmamış beyaz Türk farkındalığı"  :)
AK Parti secmeninin 2000'ler ortasi CHP secmenine donusumu tam gaz.  Dis mihraklar, nankor Kurtler, guvenlikci propaganda  hepsi var.
(@semioticus)


Cemaat gazetesinden bir şahsın tvit linki var aşağıda.  (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin montajlanmış bir düşen adam fotoğrafı yayınlayıp, seçim sonuçlarını Sultan Abdülhamid'in tahttan indirilmesi ile ilişkilendiriyor,  "Abdülhamit düşerken"  diyerek.)
"Basın özgürlüğü" denen şey gerçekten bu mu? Bu basın özgürlüğü filan değil,  ayrıca şık da değil.  Keşke kalite kavramına değer veren bir okur-yazar elit kitlemiz olsaydı;  ancak onlar "Halkımız cahil!",  "Onuncu yıl Marşı" falan filan...    https://twitter.com/ihsanylmz/status/607595300346339329

"Ortadoğu politikasını değiştirmek ve Erdoğan'ın yargılanması üzerinde anlaşmış sistemin her hali"   (@kadir_kiymet)


Dün  diktatörlük var  diyenler,  bugün  iktiDAR ağacı  kurmaya hazırlanıyor
Bundan sonra partiler muhalefete mi iktidara mı talip olduklarını bi zahmet secimden önce beyan etsinler
Ak partiye erken seçimde şarkı önerisi: hadi beni yine sev beni yine yeni yeniden sev
"Benim teröristim iyidir, bizim çocuklar" anlayışını ne zaman terk edip bir terör eylemi olduğunda terörist bizdense ben bizden değilim diyecegiz?
Akp çok hata yapmış  ondan oyları düşmüş doğrudur
futbol hatalar oyunudur bundan dolayı ak partiye teşekkür ederim sokak devrimi ile hükümet devirmekten başka çaremiz yok diyen kitlelerin mutlu olmasını sağlayıp tekrar demokrasiye sandığa olan inancı artırmıştır hataları ve sevapları ile hizmete devam
(Mutlu Bulut  -  Facebook sayfasından alıntılar)


Geçen sene  Hıdır Geviş  "3 Kutuplu Türkiye  ve  Selahattin Demirtaş" başlığı ile bir yazı yazmış. Şu anki Türkiye siyasi durumunu özetliyor ve çerçevesini çiziyor.  Zamanı olup ilgi duyanlar linkten bakabilir.


"Bu seçimde  96 kadın milletvekili  Meclis'e girdi."
Sonuçlardan memnuniyetini dile getiren ve çok beğenilmiş bazı iletiler:

"bu ülkenin kürtleri, alevileri, eşcinselleri, kadınları, ermenileri ve tüm komşularına götürdüğü yemekleri gizlice çöpe atılanları, ev verilmeyenleri, mülakatlarda en iyi notu aldığı halde kadroya alınmayanları, işe sokulmayanları,  komşu selamına hasret kalanları,  kendi hayatı tüm erkekler tarafından yönetilenleri dövülenleri horlananları öldürülenleri, birikmiş bir sürü hak alacak olanları,  bir araya gelip bişi yaptı  HDP'yi meclise soktu.
ben gurur duydum çıkan sonuçtan  sen hala öcalana teşekkür etti diye ağlayabilirsin"    (Tugce Yilmaz,  FB)

CHDP
7 Haziran 2015 seçim sonuçları Türkiye'de birbirine muhalif kesimler arasında birlik oluşabileceğini ve toplumsal örgütlenme ile bilinçlendirme çalışmaları neticesinde ortak bir tehlikeye karşı toplumun birlikte hareket edebilme kabiliyetini geri kazanabileceğine dair bize bir işaret görevi gördü.
...
CHP'den kopan azınlık,  HDP'ye oy vererek ülkeyi düne nazaran daha demokratik bir ortam haline getirebilecek bir tür işaret fişeği yaktı.
Bu pazartesi sabahı ezici çoğunluğu yakalamış olmanın verdiği şiddet ile kükreyip kasılan bir AKP tablosu görmüyor olmamız dahi eşsiz bir deneyim değil mi, sizce de?
(Şıvan Okçuoğlu  -Arzach-   FB)


"Yandaş medya" denen sistem içerisindeki  ne idüğü belirsiz,  AK Parti iktidarı ile "gazeteci" olduklarını öğrendiğimiz kişilerin  "hükümet, Erdoğan, çözüm süreci, Gezi, Davutoğlu"  eleştirileri ve gemiyi terk edişlerini izliyoruz. Benzer şeyleri ANAP ve Papatyalar dönemi sonlarında ve pek çok defa görmüştük. Alan memnun, satan memnun. Yılışık ve yalakaları hak etmedikleri yerlere çıkartanlar da aynı kalibrededir.

İsrail'de seçim sonuçları sevinç yaratmış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gündür ekranlarda ve gündemde yok.


"israil çok sevindi
batı dünyası  türkiye'yi işgal edebileceği için iştah kabartıyor
ingilizler kına yaktı
ariel şaron sevinçten mezarda dikeldi

daha niceleri.  15 yıl önce falan olsa bunları yerdim. meğer adamlar bu tip dedikodularla yönetiyorlarmış ülkeyi.
esad düşse sevinecek olmanızla alakalı bir düşünün bakalım. esad halkına şöyle dese  "ben düşersem türkler sevinecek,  dış güçler bunu istiyor, beni koruyun"  ne diyeceksiniz? güleceksiniz değil mi? halbuki diktatörün düşmesine ve Suriye'ye adaletin gelme ihtimaline sevineceksiniz. Tıpkı arap baharında sevindiğiniz gibi. düşen bütün diktatörler bizi sevindirmişti.  bir ülkedeki liderin gücünün düşmesi başka halkları mutlu ediyorsa bu illa kötülüklerini istediği için değildir. 1suriyeli "türkler esad'ın düşmesini istiyor,  esad'ı size yedirmeyiz" derken ne kadar haksızsa,  siz de üzülerek söylüyorum ki o kadar haksızsınız."
(Muhammed Eminoğlu  -  10.06.2015,  FB)




* Yazıda kullandığım secim2015 Türkiye haritası grafiği Bugün gazetesinden alınmıştır.
    (#Ankara,  #İsrail,  #medya)

Daha neler neler var,  ancak yazı çok uzadı.  Bu kadar.  -THE END-


Hiç yorum yok: