Vay anasını arkadaş! 1 aydan fazladır bilgisayarımda yaşadığım sorunun gerçek sebebi de döndü dolaştı Ahlaksızlık çıktı ya, artık benden pes ve beyaz bayrak! Yazmak istemedim, elim dilim varmadı kaç gündür ama... Kasım ayına bir not düşmek adına Facebook sayfamda paylaştım, burada da bulunsun:
Bundan üç ay kadar önce kendime yeni bir dizüstü bilgisayar almıştım, oyundur çizimdir tasarımdır hesaptır dizayndır bu işlerle uğraştığımdan masraftan kaçınmayıp maddi sıkıntı yaşamayı göze alıp iyi bir şey almaya çalıştım.
Bilgisayarı aldığımın ertesi günü, birkaç hafta sürecek bir eğitim programına katılmak üzere Ankara'ya gittim. Bir kurumun yurdunda kaldım diyeyim.
İlk günler akşamları rahatça internete bağlanabiliyordum, gayet güzel. Sonra kaldığımız binada yeni bir sistem kuruldu, sadece kayıtlı seri numaraları internete bağlanabilsin diye yapılmış, bizler de bilgisayarlarımızı götürüp sisteme tanıttık filan.. Neyse.. Herkesinki bağlanıyor, benimki bağlanmaz!
Hemen müdüriyete gidip sorunu anlattım, yeni sistem kurulduğundan beri benim dizüstü internete bağlanamıyor dedim. Allahtan bilgisayarcı da oradaymış.. (Bazen $ans saydığımız şeyler aslında büyük bela olabiliyor.) Adam daha ben sorunu der demez, "Sizin bilgisayar bozuk, o yüzden bağlanmıyor" demez mi? Ben de dedim ki "Daha yeni aldım, üstelik kaç gündür bağlanıyorum yurttan, sorun bugün başladı, herhalde benim seri numaram yanlış kaydedildi."
Dedi ki: Ben doğru kaydettim, seninki bozuk.
_E bi kontrol etseydiniz en azından?
_Kontrole gerek yok!
_Peki şimdi ne olacak?
_İşletim sisteminizi kaldırıp yenisini kuracağız, soruna bakacağız.
_Bence yapmayalım, cihazda bir sorun yok.
Derken hemen odadaki tiz sesli sekreter atladı:
"aaaa sen mi bileceksin yoksa kaç senelik bilgisayarcı mı bilecek!"
Kıza cevap verirken daha lafımı bitirmeden atlayıp hemen işletim sistemini filan tek hamlede sildi adam, bozdu.. Yükledi bişeyler...
Benimki gene internete bağlanamıyor!.. Deli olucam!
"Bi dakka" dedi "Bu odada iyi çekmiyor, bide yan odada deneyeyim."
Aldı kucağına gitti, az sonra ben de yanına gittim. "Olmadı mı olmadı mı?" diye ikide birde sıkıştırıyorum..
Sonunda geldi, "Oldu" dedi. Ama maalesef olmamıştı.. Velhasıl sonunda anladık ki, en başında dediğim gibi seri numaramı yanlış kaydetmiş sisteme, o nedenle olmazmış. Şu hayatta haklı çıkmana rağmen acı çekmek kadar yapışkan bir lanet de olamaz herhalde...
En başında bir kontrol edeceğine, boşuna benim işletim sistemimi, içindeki tüm lisanslı programları sildi attı. Yerine başka bir şeyler yükledi, yüklemeler eksik kaldı.. Neyse ben seviniyorum gene de artık internete bağlanabiliyorum, kalanların yüklemesini ben yaparım diye...
Eğitim bitti, Ankara'dan ayrılıp eve döndüm. Benim yeni laptop, 99'da aldığım masaüstü bilgisayardan daha yavaş çalışmaz mı! İnanılmaz yavaş, gürültülü ve hiç bir program yüklenemiyor! Hep dll hataları, Windows hataları, Skype kurulamıyor, video oluşturulamıyor... Vınnn vınnn vınnn, adeta vinç gibi ötüşünden baş ağrım kronikleşmeye başladı. deli 0lucam!
Katiyyen de bilgisayar tamircisine götürmem. Kendim sorunu anlamaya çalıştım, bildik her şeyi yapıyorum yok yok YOK bu neden böyle??
Bir arkadaşımın eşi programcı, sonunda randevu alıp ona götürdüm. Baktı baktı, saatlerce baktı, benim yaptıklarımı bir de o yaptı. Uzun sessizlikten sonra bana ilk sorusu şu oldu:
_"Sen bu bilgisayarı bir tamirciye götürdün mü hiç?"
Hayır dedim.
_"Ben bu bilgisayarın orijinal parçalarının değiştirildiğinden şüpheleniyorum. Çünkü çok iyi özellikleri var ama katiyyen bu kadar boşken bu kadar yavaş açılmaz bu" dedi. Ben de iddialaştım, dikine gidiyorum, yok hayır parçalar değişmedi filan..
"Ben açıcam izninle" dedi; peki dedim.
Aldı, bilgisayarın minik vidalarını bir hamlede söküp bir çıkardı ki ŞOK! Benim laptop'un iç parçalarından bazıları orijinal değil! Sonra bandrol yok, C sürücüsünün markası farklı... Benim parçalar orijinal olmayan ve muhtemelen arızalı eski parçalar ile değiştirilmiş!!!
Benim gibi mallarına el sürdürmeyen biri için ultra bir şok bu, kardeşim bile benim fareye elini süremez, o derece! Nasıl olur bu?
Önce dedim bu MediaMarkt'tan aldığımızda böyle idi herhalde orada değiştirdiler..?
O iş oralarda pek kolay değil dedi.
Sonradan aklıma yukarıda anlattığım Ankara'daki olay geldi.
Kaldığım yurttaki bilgisayarcı bozuntusu baktı gördü benim bilg yepyeni, hatta üzerindeki ambalaj bile henüz kaldırılmamış... Benim cihazı gözüne kestirip hatalı kayıt yapmış, götürdüğümde de "yan odada daha iyi çeker" ayağına iki dakika yalnız kaldığında parçalarını sökmüş değiştirmiş
Şimdi bu yeni bilinmedik bir durum mu? Hayır.
Bu ülkede tamircilerin nasıl çalıştığını, eline mala alanın usta kesildiğini, 150 santimlik kabloya 12 metre para isteyeni filan bunların türlüsünü gördüğüm için tamirciye şaşmam. Bilgisayarcılar ise Allah düşürmesin tarzı... Senin bilgisayarında bir arıza vardır, götürürsün, sorununu çözerler ama içinden bir parça söküp aynı marka arızalı parça takarlar, bu sefer de onun için götürürsün filan... Bitmez bu "götürme"ler... O nedenle bozulan bilgisayarımı asla tamirciye götürmedim. Ya kendim çözüyorum sorunu, olmazsa da yenisini alıyorum. Ama gördüm ki en yenisini, en iyisini almak bile çözüm olmadı.
Bana yardımcı olan arkadaşımın eşi dedi ki:
_Bu çok uygulanan bir yöntemdir, bilgisayar parçası satanların çoğu bu şekilde işi götürüyor. Ben programcıyım, yapmam; ama ben de malzeme satışı yapsam ben de yapardım herhalde...
3 yorum:
DİPNOT: Ben bu yazıyı hazırlarken, bir okurun ANT'IMIZ başlıklı yazıma yorum yaptığını fark ettim. Konu ile dolaylı olarak alakalı olduğundan yorumundan bir bölümü buraya aktarmak istiyorum:
"100 bine yakın camide günde 5 vakit haramdan günahtan bahsedildiği halde, yüzlerce dinci radyoda TV programında yok "yetim hakkı" yok Allah, kitap, peygamber sayıklandığı halde çocuk pornosunda, rüşvette Dünya'da ilk 4 lere 5 lere giren ülke var mı?
Milliyetçiliği de Müslümanlığı da sadece gösterişten ibaret olan bir ülkenin insanlarından hangi konuda samimiyet, dürüstlük beklenebilir?"
Laptopun Ankara’dan dönüştemi yavaş çalışmaya başladı birader? O kadar parçayı cebindemi taşıyor o bilgisayarcı iki dakikada söktü taktı topladı bilgisayarı. Neresinden baksan tutarsız... sallamasyon hikaye
Her zaman dediğim gibi, insanlar laf olsun diye laflar sokmayı akıl çokluğuna yorunca böyle oluyor.
"O kadar parça" derken ne kastediliyor?
Bir küçük vida ve bir-iki eski küçük laptop içi parça. (Adam, kuruma kurulum için teçhizatlı gelmişken?)
Umarım "salamasyon" dedikleriniz sizin de başınıza gelir ve diliniz döndüğünce anlattığınızda başka biri aynısını size der.
Yorum Gönder