28 Haziran 2016 Salı

  İSRAİL - TÜRKİYE

ISRAEL,  tüm dünya ülkelerinin çapını yüzlerine vura vura,  adeta bir turnusol kağıdı gibi yoluna devam ediyor.

Evet, gazeteler ve haber sitelerinin dediği gibi, nihayet "Türkiye-İsrail mutabakatı sağlandı".

Hatırlatma notu:
Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine, 31 Mayıs 2010 sabahının ilk ışıklarında uluslararası sularda iken İsrail'in düzenlediği, dokuz insanımızın öldürülmesiyle sonuçlanan saldırıdan sonra  Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına gelmişti.   Bu kanlı olay hakkında daha önce de bazı notlar almıştım:


İki ülke arası son karar görüşmesi Roma'da yapılmış.
Basına yapılan açıklamalara göre:
İsrail; Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödemeyi (20 milyon dolar)  ve Türkiye'nin Gazze'deki insani duruma müdahalesini kabul etti. Türkiye, Gazze'ye insani yardım dahil, sivil amaçlı malzemelerin girişini sağlayacak ve altyapı yatırımlarını gerçekleştirecek. Gazze'ye verilen elektrik ve su miktarı da artırılacak.

Gazetelerde pek yazmayanlar ise şunlar:
Gazze ablukası kalkmayacak. Mavi Marmara'yı basan ve silahsız insanlarımızı öldüren İsrail askerleri aleyhine dava açılamayacak, önceden açılmış olan davalar düşecek.
Yani özetle:
Kafamıza sıkanları affettik.  Çünkü ekonomi, güç dengeleri, gaz vesaire bunu gerektirir.


İsrail Başbakanı  Binyamin Netanyahu  diyor ki:
«Anlaşma, Türk topraklarından İsrail'e karşı terörist faaliyetleri de yasaklıyor.»

Keşke onlardan bize doğru beslenen terör dalgasına da dur deseydi bu anlaşma  :)    
(#temenni)

(Roma'da ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşmesinde)  Netanyahu:  «Türkiye anlaşması İsrail ekonomisine olumlu etki yapacak.»

Netanyahu'nun bir diğer sözü:
ISIS and Hamas are branches of the same poisonous tree.”  (Yani: IŞİD ve Hamas aynı zehirli ağaçtan beslenen dallardır,  demiş.)

Geçen gün İsrail askeri istihbarat şefi  Herzl Halevi  ise  «Suriye'deki durumun IŞİD'in yenilmesiyle sona ermesini istemiyoruz»  diyordu.
(Yorum okuyanın.)


Bu anlaşma ile,  hem Türkiye'deki iktidarı İslamcı olmakla suçlayan laikler ve tüm muhalifler  hem de muhafazakar kesim ters köşeye yatırılmış oldu.  İktidarın son aylarında parlayan bir yıldız olarak Kayahan Uygur,  "Bu bir diplomasi zaferi"  diyor ekranlarda. İsrail 1948'den beri ilk kez bir ülkeden kısmen özür dilemiş. Bu bir zafer imiş.
Peki İsrail halkı ne düşünüyor?
Yedioth Ahronoth  (Ynetnews) adlı İsrail yayın organının manşeti: Teslimiyet maddeleri  ("Terms of surrender")

     Nasıl olur da "terörist" dedikleri insanlar için ülkelerinin özür dileyip tazminat ödemesini kabul ederler?    
(#dilemma)



2009 Davos'taki  "One Minute! / Van minüt!" ten geldik bugünlere...
Erdoğan,  «Ben görevde olduğum müddetçe İsrail'le olumlu bir şey düşünmem mümkün değil»   diyeli yaklaşık iki yıl oldu.
 (Yalanmış)


Mavi Marmara saldırısının yaşandığı  (ve dönemin başbakanı olarak Reisin seçim meydanlarında gürlediği)  ilk günlerde İsrail'e laflar hazırlayan  "yandaş medya"  ve yandaş gazetecileri hatırlayın.
Elbette,  şimdi de İHH'ya ayar veriyor aynı iktidar şakşakçısı kesim.  Hani neredeyse  "İHH bizi kandırdı"  deme arefesinde cümleleri var.
Mesela bir dinci zevat (?)  şöyle yazmış Twitter'da:

"İHH yardım kuruluşu. Topladığı yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırır. O kadar. Siyaset yapmasın. Devletin ve milletin tokadı ağırdır."

(Her devirde)  Batan gemiden en önce ve en hızlı kaçanlar,  kaptanı en çok alkışlamış olanlardır.   Asıl kıssa budur.
Türkiye özeline döner isek,  -bir dervişin de dediği gibi-
"İslami kesim sadece iktidarda kalmak için siyaset yapıyor artık."

Aşağıdaki video  "Dün dündür, bugün bugündür"  temalı.

https://twitter.com/i/videos/748259665046347777?



Yanda 27 Haziran tarihli Sabah gazetesinin manşetini paylaşıyorum. Bir gazete, kendi okurlarına açıkça yalan haber vermede bu derece istekli olmamalı.

(Aşağıda ise, Türkiye'de Yahudi cemaatine yönelik olarak haftalık yayınlanan  Şalom   gazetesinin
22 Haziran 2016 tarihli bir karikatürü, İzel Rozental  imzalı)




Bu gelişmeler üzerine bir Amerikalı yorumcu şöyle diyor: (Türkçe'ye çeviri ile):
      "Benim bildiğim İsrail  kimseye  20 milyon dolar falan vermez. Bu para gene Amerikalı vergi mükelleflerinin cebinden çıkıp İsrail'e yardım olarak verilen yüklü bağıştan çıkacak."

Eğer bu bilgi doğruysa, onu da artıkın Amerikalılar düşünsün canlarım.   Sonuçta   “At binenin,  kılıç kuşananın.”


5 yorum:

Cem MELiTA dedi ki...

15 yıl önce olsaydı
misal CHP-MHP hükumeti
İsral ile böyle bir
tasarrufa gitseydi
Beyazıt meydanı
cumada inlerdi.
Tık yok
Demek ki
çakalız

canilecanan dedi ki...

"dış siyasette tüm geri vitesleri üst üste yapıyorlar ki hemen tartışılıp bitsin. 3'er ay arayla yapsalardı başları daha da ağrırdı. zekiler" demiş Muhammed Eminoğlu Twitter'da.

İsrail ve Rusya'nın ardından sırada Mısır ve nihayet Suriye... Gerçekten RTE'nin gündem sihirbazlığına erişmek ne mümkün?

Ali Sedat Çetinkoz dedi ki...

"İHH"YI NEREDEYSE HAİN KONUMUNA SOKAN YORUM VE İTHAMLARA KATILMIYORUM. MARMARA GEMİSİ CİNAYETLERİ DAVASINDAN VAZGEÇMEMESİNİ DE DOĞRU BULUYORUM. İSRAİLLE YAPILAN ANLAŞMADAKİ EKSİKLİĞİ ORTAYA KOYMAKTADIR. GAZZE'YE YARDIMLAR İSRAİL'İN AŞDOD LİMANI ÜZERİNDEN ZATEN YAPILABİLİYORDU, AMBARGO İLE İLGİLİ HİÇ GELİŞME OLMAMIŞTIR. GAZZE'DE BİR-İKİ İHALE ALMAK "ZAFER" FİLAN DEĞİLDİR.

Serdar dedi ki...

Stratejik derinlik sonrasında değerli yalnızlık derken, simdi stratejik kivrakliga donduk.. cok seri gidiyoz abi arada kazalar oluyor tabii

canilecanan dedi ki...


Erdoğan:  «Ben görevde olduğum müddetçe İsrail'le olumlu bir şey düşünmem mümkün değil.»  (2014)

Erdoğan:  «Deniz Yücel ben bu makamda olduğum sürece asla iade edilmeyecek.»  (2018)

Erdoğan:  «Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi  (rahip Brunson)  alamazsın.»  (2017-2018)