18 Ekim 2018 Perşembe

 Ara  Güler

Başta İstanbul fotoları olmak üzere, onlarca yıldır çektiği görsellerle ün kazanmış muhabir ve fotoğrafçı Ara Güler dün öldü. (17 Ekim 2018) Fotoğrafları kadar, onu tanıyanlar için aksiliği ve argo ile karışık küfürlü bir dile sahip olmasıyla da tanınan birisiydi.

Yıllarca "büyük düayen", "fotoğraf sanatçısı" diye öve öve bitiremedikleri, aksi tabiatına ve ağzından küfür damlayan diline bal muamelesi yaptıkları Ara Güler; bir gün Cumhurbaşkanı seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan'ı fotoğraflamaya kalkınca, hatırlarsanız Twitter başta olmak üzere sosyal medya yıkılmıştı.  Mesele şu:
Bir Ermeni nasıl böyle bir şeyi yaparmış!
(Ha o da sana soracaktı ne yapacağını!)



Ona buna "faşist", "diktatör", "baskı uyguluyor" diyenler; bir fotoğrafçının fotoğraf çekmesinden linç kampanyası başlattılar. Aynı Can Dündar'ın yaptığı kabul edilemez, ne gazetecilik ne basın ilkeleri ile bağdaşmayan kan-sever bazı sokak çağrılarına tepki verenleri bıçak gibi kesiverdikleri gibi...

Bunları daha önce de yazmıştım. Cumhuriyet gazetesi "Usta'yı Ara ki bulasın" gibi bir manşet atmıştı o dönemde.  "Hendekler gibi şanlı bir direniş sırasında böyle bir şey nasıl yapılırmış!"

Umrumda bile değil, sizin gibi serserileri mi çekecektim, sikimden aşağısı dedi ve hareketini yapıştırdı usta. E zaten Ara Güler aksinin aksisi adam,  ne yapsın senin bahşedilmiş sevimsiz saygını?

Dayanamayıp Ekşi Sözlük'e şunu yazmıştım o günlerde:
selo başkan'ı çekseydi "usta fotoğrafçı", "koca çınar" olacak adam, erdoğan'ı çekince bir gecede harcandı. itinayla insan harcanır. *  (kameranı da al git!)
(bkz: istese atom mühendisi bile olabilirdi)


Ara Güler bir söyleşisinde diyor ki:

1915 olayları tartışmalarıyla ilgili: “Her zaman tartışma olmuştur, Taş devrinde de olmuştur, İttihat ve Terakki döneminde de olmuştur, Kanuni Sultan Süleyman devrinde de olmuştur. Bunlar birbirlerini yerler, sonra da otururlar.  Hükümetler böyle kurulur.”
...
“Babam benden daha Türktü, ben ondan daha Türküm. Biz Atatürk devrinin çocuğuyuz. Babam eczacı olduğu için Çanakkale Savaşı'nda bulundu, yaralıları taşırdı, iki kez de yaralandı. Bunlar yeni çıktı, son 10 senedir konuşuluyor, eskiden böyle şeyler yoktu. Hiç kimse bana 'sen Ermenisin' demedi, bunu söyleyen olursa döverim.”
(Ara Güler 1951'de Getronagan Ermeni Lisesi'ni bitirmiş bu arada)


Aydın ili Karacasu ilçesi sınırları içinde kalan Afrodisias Antik Kenti'ni keşfettikten sonra, gazetesinin Yazı İşleri Müdürü'nün "Bana taşların yerine Türkan Şoray'ın fotoğrafını çekseydin keşke" dediğini anlatmıştı bir yerde... Ne zaman Türkiye'de basın ve okumuş kesim üzerine bir değerlendirme yapılsa aklıma gelir bu sözü.  (OdaTV Video)

Ondan sonra ben bu blogda halkın magazinden başka bir şeyle ilgisi yok, zaten istese de istemese de bu kadıncıklar dayatılıyor; diye yazınca herkes uzaylı gibi "yok yahu! ne alakası var, haberimiz bile yok! izlemiyoruz"  falan filan...  (Hayatınız yalan.)



Ara Güler ile ilgili bir yazı yazıp fotoğraf makinesine değinmemek olmaz.

Ustaya sorarlar, ‘Sen ne marka makineyle fotoğraflarını çekersin?’  diye.  Şöyle der:
_Fotoğraf, makineyle mi çekilir? Şimdi en iyi, en gelişmiş daktilo bende olsa en büyük yazar ben mi olurum? Roman daktiloyla mı yazılır?  Arkadaş, fotoğraf burayla (gözleriyle kalbini göstererek), burayla çekilir. Ben Singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim. Şunlara bak! Alıyorlar Leica'yı, Canon'u, Nikon'u ellerine, yola düşüyorlar. Bir köylü mü gördüler. Dur! İki şipşak, tamam.. Koyun sürüsü mü gördüler. Dur! İki şipşak, tamam.. Çadır mı gördüler. Dur! İki şipşak, tamam...  Ben bir çobanın fotoğrafını çekeceksem, onunla oturmalıyım, birlikte yemek yemeliyim, gece çadırında kalmalıyım. Onu tanımalıyım. Fotoğrafını ancak ondan sonra çekebilirim.


Benim onda belki de en sevdiğim taraf aksiliği ve "politik doğrucu" olmaması idi. Fotoğrafçıydı, ama estetize etme delisi değildi.

Savaş muhabirliğinden, tiyatroculuktan, yazarlıktan fotoğrafçılığa uzanan ömründe; denk geldiğim bazı fotolarıyla ona veda edelim.  Hoşçakal Ara Güler!








Yandaki görsel Ara Güler'in Taraf arka sayfa kısa söyleşisinden bir kare.





"Ortalıkta bir sürü parası olan hıyar var.  Tehlikeli olan budur."










1 yorum:

Unknown dedi ki...

Büyük Üstad Allah rahmet eylesin
İzmir Haber