2 Eylül 2016 Cuma

  15  Temmuz  Darbe Girişimi - III

-Kahramanlar/Şehitler, Dualar, Yorumlar
“15 Temmuz:  Milletimizin darbeye kadim Anadolu irfanıyla olduğu kadar, silah almadan gövdesi-ruhuyla karşı koymasıdır.”
"Demokrasi yalnızca sandık değildir" diyenlere,
1 haftalık demokrasi dersi:
Demokrasi sandığı koruma, tanklara karşı durmadır.
.....Ercan Yıldırım  -  Facebook (1), (2)

«2013'ten beri süren ağır çekim darbeyi altın vuruşla sonuçlandırmak istedi o malum meçhul.
Gezi kalkışması, 17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturması/Operasyonu, 6-7 Ekim PKK provokasyonu
(Kobani Eylemleri)   ve hendek terörü olarak yaşadığımız saldırıların hepsinin ardında aynı parmak izi var.   Anlaşılan o ki PKK, DAEŞ, DHKPC ve FETÖ terör örgütlerinin sahibi aynı.»
Nedret Ersanel:   “15 Temmuz'un arkasında Amerika var



1 Mart tezkere meselesi (2003)  ile başlıyor mevzu anladığım kadarıyla... Tümamiral Cem Gürdeniz'in   (Balyoz davası hükümlüsü) Hürriyet'e verdiği röportajdan:
«Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, amirallere suikast, Kafes, Internet andıcı... Bunların hepsi aynı şey. Bunların hepsi soft coup'tur (yumuşak darbe).

Birinci darbe bunlardır, ikinci darbe silahlı geldi. TSK'nın en büyük hatası içindeki bu yapılanmayı bildiği halde bu yapının arkasında Atlantik sistem olduğu için sesini çıkarmaması. Kanaatimce hegemonyadan veya yeni Roma'dan korktular. (...)
Ancak bu arada iyi bir şey de yapıldı. Eğer iktidar polisteki temizliği yapmasaydı, 15 Temmuz gecesi çok farklı olurdu, çok ciddi kan dökülürdü. İktidar emniyetteki temizliği yaptı, Silahlı Kuvvetlerde de temizliğin başladığı haberleri basında yer aldıktan 6 gün sonra darbe geldi. Tabii bir hafta evvel Rusya ile ilişkilerin normalleşmeye başlamış olması da çok önemli faktör. Menderes'te gördük, Demirel'de gördük... Ne zaman ki iktidarlar Rusya ile yakınlaşmaya başlamıştır, mutlaka bir Amerikan/Atlantik müdahalesi olmuştur.»
Gülencilerle mücadele aczi ‘Atlantik’ korkusundan, üst akıl 'Roma'
(24 Temmuz 2016 - Hürriyet)



Vatan Partisi başkanı Doğu Perinçek:
'Bu Amerikancı bir kalkışmadır. Fethullah Terör Örgütü'nü ve hendeklerde boğulan PKK'yı kurtarma harekatıdır.'
'Bu kalkışmaya girişenler, Amerika'nın Türkiye'yi bölme planları içindekilerdir.   Askerimizle polisimizi karşı karşıya getirmeyi isteyen Amerikan tertibini kesinlikle bozguna uğratacağız.'
Yeni planın Türkiye'de terör ile iç karışıklık çıkartmak olduğu görüşünü dile getiren Doğu Perinçek, şu ifadeleri kullandı:
'ABD artık DAEŞ'i ve PKK'yı canlı bombalarla Türkiye'ye sürecek. Amaç, Türkiye Suriye'nin kuzeyinde Kürt koridoru konusunda sussun, buna müdahale etmesin... Darbe girişimi de bu nedenle oldu. Ama şimdi ABD'nin 60 yıllık FETÖ'sü bitti. Şimdi Türkiye'de terör ortamı yaratıp Türkiye'yi hareket edemez hale getiremez istiyorlar.'    (-Video-)



Darbeyi kimler engelledi?
Asıl tepki darbe püskürtüldükten sonraki günlerde gelmeye başladı.   Dizini dövüp  “Ah be ah, beceremediler”  diye ağlaşma şeklini almadı ama. Silahsız insanların öldürüldüğü, kalabalıkların kurşunlandığı, Meclis'in bombalandığı, Ankara ve İstanbul'un düşman şehirleri gibi F-16'larla taciz edildiği bir girişimin başarısızlığı hakkında açık açık üzüntü duymak olmazdı tabii. Üzüntüyü ve hayal kırıklığını başka şekillerde ifade etmek gerekiyordu.
Önce,  “Ah, zavallı erler dövülüyor, canım Mehmetçik, yapılır mı abime bunlar”  şeklinde bir ağlaşma başladı.
Birkaç saat önce üzerlerine asker tarafından ateş açılan, yanıbaşlarında insanların vurulup öldüğünü gören kalabalıkların ne yapmasını bekliyordunuz? Çiçek mi vereceklerdi askerlere? Tebrik mi edeceklerdi? Ellerini mi sıkacaklardı? Askerlik türküleri mi söyleyeceklerdi?
Sonra, askerlerin kafasının kesildiği lafı yayılmaya başlandı.
Kafa kesme” ifadesi tesadüf değil, iyi seçilmiş. Ânında herkesin aklına IŞİD'i getiriyor. Darbeyi engellemek için sokağa çıkan bütün o kalabalığı bir ânda IŞİD ile ilişkilendirmiş oluyor.
Ardından, “elleri palalı” ifadesiyle birlikte sakallı ve cübbeli kişilerin fotoğraflarına yaygınlık kazandırıldı. Kemalistlerin, laik orta sınıfların, beyaz Türklerin tüylerini diken diken etmesi garanti olan fotoğraflar. Böylece sokaktaki kitle yine IŞİD'le, gericilikle, kafa kesicilikle ilişkilendirilmiş oldu.   Madem darbecileri övemiyorsun, bari darbeyi engelleyenleri yerin dibine sok, değil mi?   Zaten sosyal medyada bütün bunların anlamı harıl harıl anlatılıyordu:
“Hepimizi kesecekler”, “Alevileri kesecekler”, “zaten AKP’nin tabanı bunlardan ibarettir”...
Türkiye'de başka türlü olması beklenemezdi. Şaşılacak bir şey yok. Kemalistlerin, ulusalcıların, CHP'lilerin, çeşitli Komünist Parti'lerin, Birgün gazetesinin filan   hem kitleleri küçük görme  hem AKP tabanından nefret etme içgüdüleri elbette devreye girecekti. Başka türlü olamazdı. Bunların aklına, “AKP'li” ve “dindar” deyince zaten eli palalı, gerici kafa kesiciler gelir.   Üstelik “Darbe başarısız oldu, Tayyip'ten kurtulamadık” diye tarifsiz üzüntülere gömülmüşken;  bir de cübbeli erkek, başörtülü kadın fotoğrafı görünce üzüntüleri iyice dayanılmaz olur.
...
Kitleler her zaman haklı mıdır? Sağcı olamaz mı? Gerici olamaz mı?
Ya kötü bir şey yaparlarsa?
Evet, olabilir. Bu sorular elbette sorulacaktır, elbette analizler yapılacaktır, taktikler, stratejiler geliştirilecektir.
Ama önce heyecanla kitlelerin içinde, arasında olmak gerekir.
...
Ne olacağını önceden bilemeyiz.  Ama şu kadarı kesin:
Hareketin, kitlelerin dışında durup burun kıvıranlardan hiçbir nane olmayacaktır.
(Roni Margulies  -  19 Temmuz 2016 tarihli  Marksist.org yazısından)





-Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki olaylar-
FETÖ'cü darbecilerin Ankara'daki hedeflerinden biri de TSK'nın en seçkin birliklerini barındıran Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) oldu. Güneydoğu'da görevli darbecilerden, 1. Özel Kuvvetler Tugay Komutanı Tuğgenaral Semih Terzi, askeri uçakla Ankara'ya geldi. Darbecilerin olay günü harekete geçmesiyle Terzi ve beraberindeki 20-30 kişilik silahlı güç ÖKK'ya gitti. Bu sırada komutanlık içi darbeci subaylar da harekete geçti. Kapıda grubun girişine izin vermeyen subay şehit edildi. Semih Terzi ve beraberindekiler, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın makamının bulunduğu binaya geçti. Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, o an eşiyle Gazi Orduevi'nde bir düğünde olan komutanı Aksakallı'yı aradı:


ÖMER HALİSDEMİR:
“Komutanım başlarında Terzi Paşa olan bir grup makamınızı teslim almaya geldi.”
Aksakallı Paşa: “Evladım oranın namusu sensin.  Makamı teslim etme, geliyorum.”

Güvendiği arkadaşlarına,  "Biz terörle mücadele sırasında da bunların
 (FETÖ'cülerin)  tavrını, isteksizliğini anlamıştık"  diyen Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı, darbecileri karargâha sokmamasını emrettiği koruma astsubayı Ömer Halisdemir'in şehadetine varan son iletişimlerini şöyle aktardı:

“Ömer; sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum.  Tuğgeneral Semih Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şehâdet var. Biliyorsun seninle 20 yıllık beraberliğimiz var.  Hakkını helâl et.”
Ömer Başçavuş:  "Başüstüne komutanım. Hakkım helâl olsun, siz de helâl edin."
-Alıntı-
"Bu sırada darbeci general Semih Terzi, etrafındaki 10 kişilik koruma ekibiyle helikopter pistinden karargaha yürüyordu. Tam karargah binasının girişinde,  ÖKK Koruma Astsubayı Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından durduruldu.  "Zekai paşanın emri, Karargâha giremezsiniz"  demesiyle kendisini etkisiz hale getirmeye çalışan özel time rağmen namlusuna mermiyi sürdüğü tabancasını çekti ve darbeci Semih Terzi'yi alnından vurdu. Uzaklaşırken, Terzi'nin timindeki 10 koruma tarafından kurşun yağmuruna tutularak şehit düştü. Darbeci askerler cuntacı Tuğgeneral Semih Terzi'yi hemen helikopterle GATA'ya götürdü, ancak helikopterde iken ölmüştü."

2016 Türkiye askerî darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevliyken vurularak öldürülen koruma astsubayı Ömer Halisdemir'in vücudundan 30 kurşun çıkmış.  Darbe girişiminin akamete uğramasında  (akamete uğramak:  başarısız olmak, sonuçsuz kalmak) anlamlı bir yeri olan,  büyük fedakarlık göstermiş bu gencimizi analım.






"Uğur Mumcu'dan Necip Hablemitoğluna, Muhsin Yazıcıoğlu'ndan daha nicelerine... Fetö'nün öldürdükleri..."
yazmış birisi Twitter'da.
Hrant Dink cinayetinde istihbarat zaafiyeti yaratarak olayın gerçekleşmesine zemin hazırlamak da unutulmasın.  (Ki bu olay sonrası Ergenekon Davaları başlamıştı.)



Askeri darbe planının kurbanlarından biri de İstanbul Acıbadem Mahallesi muhtarı Mete Sertbaş idi. İki çocuk babası Sertbaş, o gece tankların yürüdüğü Acıbadem'de vatanına ve özgürlüğüne sahip çıkmak için karşısına dikildiği Yüzbaşı Mehmet Karabekir (38) tarafından kurşunlandı.   (Yüzbaşı, oradaki ahalinin yaralıyı hastaneye götürmesine izin vermeyerek adamın kan kaybından ölmesine neden oldu. Emrindeki askerler teslim olmak isteyince, "Teslim olursanız kafanıza sıkarım" diyerek tehdit ettiği de söyleniyor.)
Türkiye'nin stratejik kurumlarından Türk Telekom'un Acıbadem'deki İstanbul 2. Bölge Müdürlüğü'nü ele geçirmek isteyen bu cuntacı yüzbaşı ve askerler,  özel harekât polisleri tarafından etkisiz hale getirildi.
Rabbim bizim yanımızda olsun, içimizdeki (saygın) hainlerin eline vermesin bizi.





Amman ha!
15 Temmuz gecesi sosyal medyada "Amman ha! Sakın RTE'ye uyup sokağa çıkmayın!!"  paylaşımları yapanlar çoktu. Bazıları ise operasyonel olarak "Çıkma!" diyordu.







Diyanet'in din görevlilerine gönderdiği mesajlar ile, 15 Temmuz gecesi tüm camilerden defalarca salâ okundu. Sabahlara kadar Türkiye'nin bütün camilerinde böyle oldu.  "Minarelere koşarak, sela okuyarak milletimizin yanında yer alalım dedik"  diyor Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez.
İzmir'de ise darbe gecesi salâ okuyan bir müezzin saldırıya uğramış. Caminin giriş kapı camlarını da kırmışlar. Bunun bir videosu da vardı: bkz1.  Kudurmuş gibi bir kadın bağırıyor gecenin karanlığında: "Hep ülkeyi siz bu hale getirdiniz!!" diye... (bkz2)
Rabbim insanı içindeki "Günah keçisi yaratma" eğiliminden korusun.


...............Mehmet Tanju Akad:
........... "Öncelikle... yaşadığımız acılar için, hayatını yitirenler için üzgünüz. Bir süre sonra tarihte bir kayıt olarak kalır, ama öldürmeler ne? Yani bunun hesabı asla verilemez. Savaşta ölürsün, anlaşılır da... bu nedir? Çocuklar büyüyecek, "Babam darbede öldü, uçaklarımız bombalamış" diyecek. Ya da "Fanatikler oğlumu linç etmiş, o tatbikatta olduklarını sanıyormuş."  Bunu bin yıllık kanlı geleneğimize bağlayıp geçecek miyiz?"
................... TC Nuray Doğan: Kendi milletinizi katledecek vicdandaysanız, zaten millet olamamışız demektir. Aynı milletin üyeleri değiliz demektir.
.........................Kişisel yorumum:   Gerçekten ne diyecek bu olaylarda ölen insanların çocukları, eşleri?  Şurada bir  -video-  var mesela, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı anı ve öncesinin polis kamerası kaydı bu. "Benim babamı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görevli arkadaşlarını ülkemizin askerleri vurmuş, bombalamış, öldürmüş..."
Sıradan insanlardan olup kahramanlık ruhuna sahip kişiler karşı çıkanlar. Sonuçta o an gelen askerlerin niyeti belli. Buna rağmen karşılarına dikiliyorlar. Beyaz Türkler (??) gibi bankamatiğe koşmuyorlar. Hoş sadece bankamatiğe koşsalardı gene iyi idi... Üstüne "tiyatro lan bu!" diyorlar/dediler  :)




DUALAR........................
"Allah'a hamd ederiz ki 15 Temmuz gecesi içimizden yetişmiş hainlere karşı kendini feda eden kahraman şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde başımız öne düşmedi, onurumuz çiğnenmedi, hakkımız muhafaza edildi."

"RABBİM
Huzurunda durdur, huzurda durdur, hallerimin huzurunu ve itminanını ver...
(İtminan:  Huzûr, sükûn ve râhata kavuşma...)
Milletimize esenlik, devletimize kudret, ümmete selamet, insanlığa adalet ver Rabbim.
Bizi adaletinin ve merhametinin memuru kıl.
Zalime meylettirme, fitneye maruz bırakma;
Bizi zalim de, mazlum da etme Allahım.
Basiret, feraset, marifet ve ilim ver; bunlarla amel etmemizi sağla, istikametimizi sağlamlaştır.
Uyarıcı dostlar ver bize.  "Dost acı söyler" maskeli fetbazlardan,
(fetbaz:  Şeytanın arka bacağı. Hilebaz, numaracı.)
"Yılanı deliğinden çıkaracak"  tatlı sözlü kalleşlerden koru bizi.
Bizi daha çok insan kıl,  insan olmanın ahlakı ve aklıyla donat.
AMİN




"Yarabbi,  Senin dinini parça parça edip sonra bu parçaları birbiriyle vuruşturanları, kendinden gördüklerinin haramlarına göz yumup başkalarının küçük kusurlarını bile dile dolayanları;  senin kitabın ortada doğruluğunda tereddütsüz biçimde dururken kendilerine başka kitaplar edinenleri,  dünyalık çıkarlar için hakkı gizleyenleri ve çarpıtanları sana şikayet ediyorum."
(Ahmet Cantürk'ün sayfasından alınmış bir yakarış)




1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çünkü emir büyük yerdendi, hocaefendidendi. Ve sen kaybedeceğini bile bile kendini hocaefendinin yolunda harcadın. Aslında Cia'nın yolunda...Yazık...Çok yazık...Hakkınız yoktu bu ülkeye şu kara geceyi yaşatmaya.