14 Eylül 2018 Cuma

Demet  Akalın  ve  Obsesyon/Takıntı Problemi


Selamlar millet. Uzuuuun, upuzun bir aradan sonra tekrar geri döndüm ve yine pek mühim bir mevzu ile karşınızdayım. Bugünki konumuz:  Bir ünlü ve koyu takıntıları.

Daha önce bazı yazılarımda dediğim gibi  Türkiye'de öyle bazı konular ve kişiler vardır ki,  ne kadar ısrarla Gündem'den Magazin'den kaçmaya çalışırsanız çalışın, onlardan kaçamazsınız.  İllâ ki gelip bir yerde sizi sobeler-ler.

Popüler kültürde bıkkınlık duygusunu oluşturanlardan biri de malumunuz  Demet Akalın.

O derece ki,  benim gibi magazin programlarını izlemeyen, hatta evdeki televizyonu senede 1 kez açmadığı için başkasına veren biri bile bu kadından sürekli haberdar olmak zorunda bırakılabiliyor.  Peki hangi yollarla?

Mesela bir misafirliğe veya bir arkadaşınızın evine laflamaya gidiyorsunuz,  tv açılıyor ve hooop dakka bir gol bir:
(YİNE)  1) Yavşar.  2) Dakalın!  DAN DAN DAN!
Bunlardan zaten kaçış yok. Fakat ikincisinde yıllardır süren sakat bir durum söz konusu ve bunun üzerinde biraz laflayalım bugün.


Koyu Takıntılar    ve  Aşk
Manken Demet Akalın'ın yıllar önce İbrahim Kutluay ile kısa soluklu diyemeyeceğimiz bir ilişkisi olmuş, evlenecekler filan derken ayrılmışlardı. "Genç basketbol oyuncusu terk etti" de dendi.  Tabii ne nedir aslını bilemiyoruz
çünkü olayın erkek tarafı  ne o gün
ne de sonra  ilişki hakkında konuştu.
Tek ve hiç durmadan konuşan: Kadın.
15 sene önceki bir mevzu bu,  dikkatinizi çekerim.

Sonrasını yaşı tutanlar olarak biliyorsunuz zaten:
Erkek başka bir kadınla çıkmaya başladı, Akalın çıldırdı! Durmadan kameralara kustu.  Ağladığı da oldu.
(Tam o zamanlarda sporcu sevgilisi tarafından terk edilmiş bir diğer ünlü manken Gizem Özdilli ile beraber sürekli Televole'lerdeydiler)

Bir süre sonra İbrahim Kutluay ile Demet Şener evlendi. Akalın bunu asla kabullenemedi. Adamın ilk çocuğu doğdu, Akalın hâlâ ilişkileri hakkında ve diğer kadının müstakbel eş adayını çaldığı üzerine konuşuyor...
Yıllar içerisinde kendisinin hayatında da ilişkileri ve evlilikleri oldu,  ama "eski sevgili" hakkında durmadan konuşmaktan hiç vazgeçmedi.
Derken adamın ikinci çocuğu da doğdu. Yıllar birbirini kovaladı,  zaman su gibi aktı ve o doğan çocuklar ergenliğe yaklaştı. Bu arada Demet Akalın da anne oldu, Hira adını verdiği bir kız bebek dünyaya getirdi. Fakat ne hikmetse hâlâ eski sevgili muhabbeti ve "diğer kadın erkeğimi elimden aldı"  heyheylenmeleri sürüyor.
Velhasıl gerçek bir sabır testine dönüştü bu taciz hali.

Şimdi burada görünen şu ki adam belli, kafasında tamamen silmiş.  KAPATMIŞ.  Demet Akalın yıllardan beri durmadan ve hâlâ ayrılıkları hakkında göndermeler yapsa da; 1 kez olsun ağzından laf çıkmamış.  Eğer İbrahim Kutluay kızgınlıktan konuşmuyor olsaydı mutlaka bir yerde patlar, ya ters konuşur ya dava açardı. Fakat adam tamamen silmiş ve kapatmış o defteri. Adını bile anmıyor. Belli ki kafalı ve inatçı bi tip.


(Pek mühim kronolojik ilişki akışımıza devam edelim)
Biliyorsunuz İbrahim Kutluay-Demet Şener çifti 2018 başlarında aldatma gerekçesi ile resmen boşandı. (Bilmemek ne mümkün zaten! Bu sağanak yağış şeklindeki magazin hali tam bir "No way out!" ruhu ile sıkışmışlık yaratıyor.  Neyse...  Konumuza dönelim.)

Boşanma sürecinde adamın karısı 1 açıklama yaptıysa, D.Akalın da  "en az"  1 açıklama yaptı.  Kim kimden boşanıyor belli olmadı sanki. Sonunda çevredeki magazinciler sayesinde öğrendik ki  Demet Akalın'ın kendi evliliği de bu hafta itibariyle bitmiş-miş.


Şaşırdığımı söyleyemeyeceğim zira o evlilik devam etseydi bana göre büyük bir soru işareti olurdu.  (Gerçi akçeli işler ve haciz mevzuları yüzünden ayrılmışlar. Ama burada ben işin "takıntı" tarafında olduğumdan,  o boyutu benim ilgimi çekmiyor ve geçiyorum.)

  Yani diyorum ki bir kadın; yanında nikahlı kocası, kucağında bebeği,  uzatılan mikrofonlara hâlâ eski sevgilisi hakkında konuşuyor!  Kendisi konuşmuyorsa illâ geçmişten bir kız arkadaşı çıkıp boşluğu dolduruyor zaten. 15 senelik mevzu bu yahu!  Bunun kamera önü böyleyse; ev hali, arkadaş muhabbetleri filan nasıldır bence tam zıvanadan çıkmalık.  Adamın kendi evinde kendisinden çok kadının eski ilişkisi konuşuluyor!  Magazin ordusu da durmadan bunu işleyip duruyor.  Bu nasıl iş?

Kadın ya da erkek,  kimse böyle bir saçmalığı çekmesin zaten.  Sen eşini geçmişiyle kabul etme olgunluğunu göster;  fakat o geçmişine bir türlü sünger çekemesin,  hep başka bir erkek / kadın için savaşsın.

(D.Akalın'ın arkadaşlarının Demet Şener salvolarına girmiyorum bile... Pop kültürde 15 yıl öncesinin ayrılışının suyunun suyunu konuşacak kadar kısır bir saçmalık halinde debeleniyoruz. Yani benim kısacık misafirliklerde denk geldiğim bunlarsa, bu "aptal kutusu" televizyona fazla dozda maruz kalanların hali kim bilir nicedir?

Daha kendisinin yaptığı "Hayır hayır bi kerem! Bu yaz en çok benim albüm sattı, benimki çaldı, benimki gazladı, zaten EN EN EN benim,  haddinizi bilin bre!"  çıkışlarına hiç girmedim bile.  Hande Yener sataşmalarına da...  Ayrıca bu kadın ünlüde sanırım "fare"lere karşı da bir takıntı var, adını duyunca hemen zıplıyor.)


Daha fazla uzatmadan reçetemizi yazalım hemen.
Öyle ya! Canımızı durmadan sıkan ve çeneleriyle bıktıranlara karşı, kendi çöplüğümüzdeki bir iki lafımız da çok görülmesin artık. Evet, yazıp yazıp internetin dehlizlerine yollamaya devam.

Bu örnekteki kadının önünde iki yol var:

    a) Bir uzmana gidip obsesyon tedavisi almak.
Güçlü takıntıları ve kökenlerini anlayıp kafasında kapatması konusunda anlamlı yol kat ettikten sonra yeni bir ilişkiye başlamak.
    b) Takıntılarıyla yaşamayı seçip hayat boyu böyle devam etmek  (mümkünse evlenmeden)  (tabi bir de her tetiklendiğinde zıplayıp açıklama yapmasa ve mahalle kavgası modunda yürümese ünlülerimiz... diyeceğim ama bu olmaz işte,  bize yakışmaz bu vakar.)

    Yok illâ geçmişten intikam almak istiyorsa da bunu ancak mutlu bir evlilikle veya mutlu bir ünlü olarak, geçmişteki adamı / ilişkiyi unutarak yapabilir.


Sonuç itibariyle çevremdeki insanların güncel muhabbet konularından birisi olmaya devam edecek.
Bize de yazık yahu! Hele benim gibi çevresi takıntılı tiplerle çevrili biri için hep beraber üstüme üstüme gelip delirtmek mi sizin niyetiniz?   :(


EDIT:  2019'a veda ettiğimiz son günlerden bir haber. Demet Akalın'ın,  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı makamında ziyareti sonrası yaptığı açıklama:
"Okan sürekli telefonundan tavla oynuyordu; Cumhurbaşkanımıza şikâyet ettim,  sağ olsun sildirdi."

Siz hâlâ alay etmeye devam edin. Türk halkının ve bu ülkede yaşayan vatandaşların böyle kadıncıklar üzerinden ne kadar etkisiz hale getirildiğini görmemeye devam ederek, aşırı doz magazinlerinizle mutlu mesut cakcaklayın şekerler  :)

Bu arada kimse okumaz ama linki bulunsun, ülkedeki gerçeküstü bu delilik halini Perihan Mağden  üzerine  ŞU yazıda   açıklamıştık.


Hiç yorum yok: