
(Ecevit-Haberal-Ecevitçi Zonguldak'tan adaylık!)
"M.Haberal yataktan kalkarsa küt diye gidecekti hani??? şiiit Gata sana soruyorum!" (@ariadne)
"Mehmet Haberal: CHP'den milletvekili adaylığı sonrası turp gibi olan ulusalcı."




Yani kıssadan hisse: ŞAİBELİ TİPLER MECLİSTE!

12 Haziran seçimleri ile MV olmak istedi ama aday yapılmadı gibi gözüküyor şu tarih itibariyle.
Son dakika: YSK tarafından verilen kontenjan adayı kararının ardından, İlhan Cihaner Denizli CHP adayı olarak gösterildi.
"Eğer siyaset yapmak istiyorsan cübbeni çıkart gel" çağrısına uydular demek ki sonunda...
Ağustos ayındaki bir yazımda şöyle demiştim:
"(YARSAV) Sıradan vatandaş olarak ne olduğunu bilmediğimiz bu kurum ve başkanları (Emine Ülker Tarhan ve öncesinde Ömer Faruk Eminağaoğlu) son dönemde adeta bir siyasi parti genel başkanı havasında her gün basın açıklaması yapıyor ve iktidarı eleştiriyor. İktidardakiler de sağolsun işte karşılıklı atışmaya devam..."
(bkz: Gündem Ağustos 2010/4)

Şimdilik olmadı.
Olaylı eşi ÖZLEM TÜRKÖNE ("Özlem siyasette yeni") geçen dönem İstanbul 1. bölgeden AKP milletvekili olan MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE listede yer bulamazken; karikatürist Salih Memecan'ın eşi NURSUNA MEMECAN Sivas'tan; Sakarya'dan aday gösterileceği konuşulan milli futbolcu HAKAN ŞÜKÜR İstanbul 3. bölgeden; Dış İşleri Bakanı AHMET DAVUTOĞLU Konya 1. sıradan; gazeteci ŞAMİL TAYYAR Gaziantep'ten aday gösterildi. (AKP)
Oktay Ekşi'nin Hürriyet'ten CHP'ye yatay geçişinin benzerini, Muammer Güler AKP'ye geçerek yapıyor. Herkes ödülünü alıyor. (@itaatsiz)

(Bu kez, geçen seçimlerde Uzanlar'ın Genç Partisi'ndeki İstanbul adaylığı gibi bir gözü karalık yapmadı.)
Son dakika (21 Nisan) : İbrahim Tatlıses adaylıktan çekildi.
Biraz da Ergenekon'un seyrine bakalım:
Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon terör örgütü (ETÖ) üyeliğinden tutuklanmaları, davaları iyice sulandırdı ve hedef şaşırttı.
Son Ergenekon gözaltıları başlığında da yazdığım gibi:
"Ergenekon Operasyonu" oldu: "Cemaatime dokunma! Hareketi"

"Ahmet Şık 'Ergenekoncu' olarak gözaltına alınabiliyorsa, ben de alınabilirim demektir.""Ergenekon'u ben birilerinin cezalandırılacağı bir 'okazyon/fırsat' olarak görmüyorum. Ama bazı şeylerin bundan böyle kesin olarak bir daha yapılmamasını sağlayacak bir olay olması gerektiğini düşünüyorum. Bu da bir 'ceza' sorunu değil, bir 'sergileme' sorunu olmalı. Yani, yıllardır kurulmuş, işletilmiş bu mekanizmanın nerelere kadar uzandığını, nüfuz ettiğini ve nasıl çalıştığını bizlere açık açık göstermeli. Her şeyin ortaya çıkmamasına da razıyım (zaten elimizde değil), yeter ki çıkanlar, olayın bütünü hakkında yeterli fikir versin.
Ama bu dediğimin, kendisini tanıdığım Ahmet Şık'ı, veya yazdığından tanıdığım Nedim Şener'i gözaltına almakla gerçekleşmeyeceğini de biliyorum. Şu anda söyleyebileceğim, bu gibi davranışların, tam tersine, sürece zarar vereceği ve ortaya çıkmış olguların inandırıcılığını da zedeleyeceğidir.
(Son gözaltılar, Murat Belge. 6 Mart 2011, Taraf)
Bugün Nedim Şener ve Ahmet Şık'a karşı başlatılan operasyon, Ergenekon üzerinden muhalif sesi susturmanın zirve noktasına ulaştığı andır.(*) Ahmet Insel, davanın zihniyet polisliğine dönüşmesinin Türkan Saylan'ın dahil edildiği aşamada başladığını iki yıl önce belirtmişti.
Bu itibarsızlaşmanın sorumluluğu artık hükümetin de üzerindedir. Hükümet, Ergenekon davalarının istihbarat ayağında hakim olan zihniyet polisliği yuvasına hızla neşter vurmazsa, Ergenekon'un Susurluk'a dönüşmesinin sorumlusu olarak tarihe geçecektir.
(Ergenekon Susurluk'a dönüyor, Ahmet İnsel. 6 Mart 2011, Radikal)
Ülkemizde mahpusların yüzde 55'ini tutuklu yargılananlar oluşturuyorken, sanık hakları sadece paşalar ve bir kısım gazeteciler içeri alınınca aklına düşenlerin samimiyetine inanalım mı?
('‘O da’ mı muhalif, Hilâl Kaplan. 23 Şubat 2011, Taraf)
Aslında medya dışında sokaktaki vatandaşın umrunda değil hatta hoşuna gidiyor. (dersimi - 9 Şubat 2011, Radikal Online)
Toplu mezarların açılması, Diyarbakır'daki JİTEM davası vd Ergenekon davasının yan ürünleri, keşke bunlar davanın ana konuları olabilseydi. (Orhan Kemal Cengiz)

eski mahkumiyetleri bulunduğu gerekçesiyle iptal etti.
Kişisel yorumum: Mecliste mafya ile bağlantıları afişe olmuş olan, hatta Wikileaks belgelerine girmiş isimler dahi aday olabiliyor, yolsuzluk veya değil, başkaları da sorun edilmiyor; ama sıra BDP'lilere gelince adaletin kılıcı iniveriyor, bravo! Ayrıca mesela Sabahat Tuncel'in milletvekilliğine gerçekten bir mani olsaydı, zaten daha önce milletvekili olamazdı. Olay bitmiş, kadın milletvekili olmuş, tekrar adaylığını koyuyor, bunlar bitmiş olayı yeniden açıyor.
"Abdülkadir abi (Abdülkadir Aksu) listede, Cemil Çiçek listede, Hrant cinayetinin baş valisi Muammer Güler listede... Kafatasçı tespitleriyle ünlü Yusuf Halacoğlu MHP'den milletvekili adayı olmak için Gazi Üniversitesi'ndeki görevinden istifa etti.."

Görgü tanıkları, silahla hedef alınarak vurulan Oruç'un yere düşmesinin ardından tekmelenmesiyle dişlerinin kırıldığını belirtti. Bu arada gösteriler sırasında anaokuluna/kreşe molotof kokteyli atmak gibi aşırılıklar tepki çekiciydi. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde bir kişinin ölümüyle sonuçlanan olayı protesto eden Van'daki bazı göstericiler, bir banka şubesine molotofkokteyli attı, "haklıyken haksız duruma düşmek" gibi yorumlar yapıldı. Ayrıca zaten hali hazırda milletvekili olan kişilerin yasal durumu aday olmalarına bile imkân vermiyorsa; madem nasıl milletvekili oldu bunlar geçen seçimde?
Yine de Türk Medyası "vatan hainleri", "teröristler" gazlaması yapmaktan geri durmadı ki burada yapılan bir demokrasi ayıbıdır. Bu sevimsiz durumu bile kınayamadı büyük medya.
AKP'ye duyulan nefretin yarısı Kürtlere reva görülen şiddete duyulsaydı, şimdiye kadar şahane bir ülke olacaktık. (@erkanshen)
Bankayı ateşe verenle, onların haberini ateşle veren güya haberci arasında ne fark var? Biri kahverengi, öteki lacivert. (@theserendipity)
Bu kararın en çok AKP'ye yarayacağı ve siyasi-planlı bir karar olduğu konuşulmaya başlandı hemen. YSK vetosuna CHP'den tepki geldi. Meclisi olağanüstü toplayarak YSK krizini çözme önerisinde bulundu CHP. Gelişmeler ve artan tepkiler üzerine midir bilinmez; YSK bu kez de "Eksik belgeler tamamlanırsa adaylar seçime girebilir" açıklamasını yaptı. (Şaka gibi!)
1.5 yıllık hapis cezası 6 ay hapse çevrilen İstanbul 1. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Sebahat Tuncel'in parlamentoya tekrar girmesinin önü açıldı. Gültan Kışanak da mahkemeden seçim hakkına ilişkin belgeyi alarak YSK'ya iletti. Hukukçu olmadığımdan anlamını tam idrak edemesem de, mahkemelerin apar topar "memnu hakların iadesi" kararları almasının, bağımsız adaylar için süreci normale döndürdüğü söyleniyor.
21 Nisan'daki YSK toplantısı sonrasındaysa; HATİP DİCLE, LEYLA ZANA, SALİH YILDIZ, ERTUĞRUL KÜRKÇÜ, GÜLTAN KIŞANAK, SEBAHAT TUNCEL ve HARUN ÖZCAN'ın milletvekili adayı olmalarına engel durumlarının bulunmadığı açıklandı. Yani bu isimler 12 Haziran seçimlerinde adaylar arasında yer alacak. İsa Gürbüz, Çiçek Otlu ve Şerafettin Efe'nin itirazları ise reddedildi.
Ey YSK. Değdi mi? Bir gencin ölümü, onlarca yaralı, yüzlerce dükkan ve arabanın tahrip olmasına değdi mi? Aynı kararı daha önce alamaz mıydınız. Türkiye'ye bunu yapmaya hakkınız yoktu. Bu faturayı ödetmemeniz gerekirdi. Artık güvenilirliğiniz kalmamıştır. (*, **)
yasakların ardındaki derin elden nasıl rahatsızsam, aynı derin elin yasakları 1 günde kaldırmsından da rahatsızım. bağımsız bir hukuk istiyorum. (@sucluyorum)
"YSK'nın altı üyesi Yargıtay'dan, beş üyesi Danıştay'dan geliyor. Hepsi hukukçu.
Peki, bu kadar çok karar değiştiren hukukçulara ve onlara böyle karar değiştirme imkânı veren hukuk sistemine nasıl güveneceğiz?
Bu kararların siyasi olmadığına nasıl inanacağız?"
"Bu ülkede barışın gelmesini istemeyenler var ve ortalığı birbirine katacak bir gücü de hâlâ ellerinde tutuyorlar."
"Burası devlet falan değil; Ankara "bela" arayan adamlarla dolu ve istediklerinde o belayı da çıkartabiliyorlar.
"Bu ülkenin huzura ve barışa kavuşmasını isteyenlerin çok kararlı davranması, bu devleti, Anayasa'yı, kurumları baştan aşağıya değiştirmesi gerekiyor. Bu devlet bitti çünkü."
(Bitiş, Ahmet Altan. 20 Nisan 2011, Taraf)
Olayı Ergenekon'a bağlayanlar da olmadı değil:
AKP nin anayasayı değiştirecek cogunluga ulaşması muhtemel olan bir secim oncesinde kim Turkiyeyi sallamak isterdi bu kadar acaba? (@kuntakinteden)

Ve son olarak, Samsun'dan bağımsız milletvekili adayı olan 28 yaşındaki İsmail Çelik'in adaylığını YSK kabul etti. İsmail Çelik, Samsun'daki bir duruşma çıkışında açıklama yapan DTP/BDP Genel Başkanı Ahmet Türk'ü yumruklamıştı.
.
Altanlar, Ecevit, Türk Medyası,