Türkiye'de insanımızın zihninde iyiden iyiye kökleşmiş bir "Hak etti pislikler öyleyse gebersinler!" anlayışı var ki, bu anlayışın saldırısına uğramanız bazen dini inancınız, bazen milli kimliğiniz, bazen de siyasi düşünceleriniz sebebiyle oluyor görebildiğim kadarıyla...
Bu güruhun HUKUK'a bir saygısı yok, yargısını kendisi veriyor. Veya kanaat önderleri onlar adına veriyor... Yeri geldiğinde kendini Tanrı yerine koymaktan da çekinmiyor. Linç kültürünü her daim canlı tutuyor, toplumu galeyana getirmek isteyenlerin oyunlarında gönüllü olarak işbirliği yapıyor. Maalesef, üzülerek söylüyorum ki, ülkeyi aydınlığa ve (sözde) Batı medeniyet seviyesine götürme amacıyla yola çıkan Kemalizm de hukuk adına iyi bir tablo yaratmamış, hukuku ve bilimi "camekandaki biblo" gibi görmüş, arka fon olarak kullanmış.
(Her ne kadar sözleriyle öyle demese de...)
Ülkemizde yıllardır dönen "Laiklik" tartışmalarını şöyle bir düşününce... Sözlük anlamıyla "LAİK" ve seküler olma yolunda bir ülkede böyle bir olay olabilir miydi gerçekten?
İnsanlar şeytanlaşmış, başka türdeşlerini yamyamlar gibi yakıyor. Ve Polis izliyor, asker izliyor, Cumhurbaşkanı izliyor... Ben de henüz küçüktüm o yaşlarda. Televizyonda canlı görüntüleri izlediğimi hatırlıyorum. Yakın çevremden birinin "Hak ettiler!" dediğini de...
O kişi babamdı. Bu da benim kendimden ve insanlığımdan en çok utandığım an; inancım açısındansa kritik bir yarılmanın kıvılcımı idi.
* 2 Temmuz 1993 - Madımak Oteli
* Sivas Katliamı hakkında Süleyman Demirel ve Tansu Çiller'in bazı yorumları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder