"Oğuz'un düşmanı uykusudur" deyişi hatırlanırsa
15 Temmuz biraz da bizim gözüaçık ayaktaki uykularımızdan uyanmamızın tarihidir; inşallah!
(Ercan Yıldırım - 7 Ağustos 2016)
Dilen Gezi dediğim için bana küsenler,
17 Aralık'ta, bu Halk Bankası üzerinden ekonomiye darbedir dediğimde, bana "hırsız var" diyenler,
7 Şubatta (7 Şubat 2012: MİT müsteşarı Hakan FİDAN ve yardımcısı, İstanbul Özel Yetkili Savcılığı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı) bu artık açık aleni mudahale ve işgale giden süreçtir dediğimde,
İŞİDci, Kürt düşmanı ırkçı ilan edenler,
Ankarada patlayan bombadan sonraki süreçteki gelişmeler sonrası
1 Kasım seçimlerinde oyumu AKP'ye vereceğimi gerekçesiyle açıkladığımda bana öfkeyle sırtlarını dönenler,
Ve ve 15 Temmuz gecesi tepemize bombalar atılıyor, ne darbesi ne tiyatrosu bu resmen işgal dediğimde gülüp geçen,
ve olmadık provokasyon ve ajitasyonların kucağında sırf yorum yapmayalım, izah etmeyim diye ekmeğimi bölüştüğüm insanlar bile ERDOĞANcılık yaptığım için selamı kestiler..
Kimseye kırgın değilim yine de..
Kırılmadım mı? Kırıldım elbette ki , cız etti her seferinde yüreğimde bir yerler.. Ama kırgın değilim kimseye
çünkü bu işleri yapıp kotaranlar zaten bu kır-ıl-ma-lardan besleniyor..
Bizi parça parça kır-ıp, hissettiğimiz acı ve öfkeden besleniyorlar...
Her ne demiş, düşünmüş ve hatta dönüp gitmiş olsanızda hiç birinize küskün de değilim..
İçinizdeki iyiyi görmekten de hiç bir zaman vazgeçmeyeceğim..
Bir hakkım varsa da helal ediyorum..
(TC Nuray Doğan - Facebook)
Planları ülkeyi bölmekti
15 Temmuz'da hedefin iç savaş çıkararak Türkiye'yi bölmek olduğunu belirten Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “İç savaşın hemen arkasından serhildan ilan edip savunmasız bırakılmış vatan parçasını Türkiye’den koparacak ve bağımsızlık ilan edecekti” dedi.
40 yıllık bir takiye ile bir gün devleti ele geçirmek için hazırlık yapan FETÖ'nün, terör örgütü olduğu 17/25 Aralık (2013) döneminde ortaya çıkmış olsa bile kan akıtmaları 15 Temmuz gecesi oldu.
Amaçlanan, TSK'nın ve Emniyet teşkilatının kendi içinde paramparça olup kimin hangi safta olduğunun dahi birbirine girdiği kaotik bir iç savaşın yaşanmasıydı. Eğer şehit Ömer Halisdemir olmasaydı, Zekai Paşa
o kritik emri o şerefli askere vermeseydi; Özel Kuvvetler ele geçirilecekti ve Doğu, Güneydoğu'dan binlerce özel kuvvet askeri daha ne olduğunu bilmeden ama bu terörist ajanların emrinde Ankara'ya intikal edecekti. Bunun iki sonucu olacaktı: Bir, Ankara'da korkunç bir iç savaş yürüyecek ve ikinci olarak Doğu'da ve Güneydoğu'da şehirlerimizi, sınırlarımızı müdafaa eden güçlerimiz çekilmiş olacaktı. Tüm plan ülkeyi paylaşmaya ve bölmeye hazır hale getirmekti. İşte PKK'nın çok iyi hazırlandığı, çok büyük miktarlarda bombalar kullanılan saldırıları görüyoruz. Bunlar planlanmıştı. 15 Temmuz, iç savaş çıkarma noktasında başarılı olsaydı dün Elazığ'da, Van'da, evvelki gün Batman'da, Diyarbakır'da patlayan bombalar askersiz ve polissiz bırakılmış bir vatan parçasını koparmak amaçlı patlatılacaktı.
(...)
Tayyip Bey'in, 15'inden (15 Temmuz'dan) önce iç politika sebepleriyle toplumu gerdiğini hep söyledim. Düşüncem budur. Ve bir kutuplaşmaya yol açtığını düşünüyorum. Muhalefet aksini yapacağına, o da kutuplaştırmaya gitti.
(...)
(Darbe sonrası, Askeriye ile ilgili acilen alınan kararları kast ediyor.
Askeri lise ve Harp okullarını kapatıp, tüm kuvvet komutanlıkları ile Genelkurmay'ı Savunma Bakanlığı'na bağlamak gibi.)
Alınan kararlarda olası bir darbeyi önlemek için TSK'yı siyasi otoriteye yüzde yüz tabii kılmak için yola çıkıp TSK'yı harp imkan ve kabiliyetlerinden yoksun kılacak bir noktaya getirmemek lazım.”
http://www.nabizhaber.com/feyzioglu-iddia-ediyorum-arkasindan-feto-ajanlari-cikacak-12377h.htm
Milyonlarca sayfa dava dosyası hazırlayanlar fethullahın muridi miydi sanıyorsunuz! Onlar CIA'nin verdiklerini önümüze koyup imkansız davaların aracı haline getirilen kandırılmış Anadolu çocuklarıydı.
O polisleri çok ikaz ettim, kimlere askerlik yaptığınızı ne zaman anlayacaksınız diye çok sordum. Sorularımla dalga geçiyorlardı, adeta 'sen ne dersen de, ne yaparsan yap, kalemler çoktan kırıldı.' diyorlardı. Şimdi cezaevlerinde nasıl yenildiklerini seyrediyorlar.
Darbe gerçekleşseydi hepsi dışarı çıkacak ve görevlerine geri dönecekti. Ali Fuat Yılmazer'in tekrar istihbarat şubenin başına geçtiğini hayal edin bir an. İşte gerçek diktatörlüğü o zaman yaşayacaktık hep beraber. 15 Temmuz direnişinin değerini anlatmak için yapıyorum bu izahatı. 15 Temmuz direnişi bu ülke tarihinin medarı iftaharı, memleketin kendini yeniden var ettiği gündür ve hala bu ülkede ciddi bir oran bu hakikati göremiyor. CIA'nin verdiği akıl, bilgi ve belgelerle, kurgularla, manipulasyonlarla topyekün köle olacaktık ve şu anda bu cümleleri 15 Temmuz şehitleri hepimizin özgürlüğü için kendilerini feda ettiğinden sıralayabiliyorum.
Ne dediğimi anlamayan var mı acaba hala?
(Saygın Bedri Gider - 26 Temmuz 2016, Facebook)
Darbe girişimi sırasında sokağa çıkan halkın milli iradeye sahip çıktığını dile getiren yazar Ercan Yıldırım,
“Halk oyuna, sandığına, iradesine sahip çıktı. Cuntacılar
27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de olduğu gibi milletin gelişmeleri televizyondan seyredeceğini zannetti fakat Cumhurbaşkanı’nın da çağrısıyla insanımız meydanları tuttu. Olaya 'tiyatro' diyenler, yıllarca 'halk savaşı' umudu, hayali, ütopyasıyla yaşadılar ama gerçekten halk hareketini görünce şaşkına döndüler” diye konuştu.
"Olaya 'tiyatro' diyenler yıllarca 'halk savaşı' umuduyla yaşadılar"
Ömer Tanrıkulu: "Turkiye sorunlarini coze coze gelmedi, sorunlarina sorun ekleye ekleye geldi. E iste final sinavlari donemindeyiz. Hadi gel de gec bakalim."
Mesut Yılmaz: "AKP iktidarının zamanında Fetullah Gülen örgütüyle işbirliği yapmış olması, devlette onların kayırılmasına göz yummuş olması siyasi sorumluluk gerektiren hadiselerdir. Bu siyasi sorumluluğu sandıkta sorgulayacak olan da millettir.
-Bana göre, Gülen örgütü Türkiye ile sınırlı bir proje değildir. Yani milli bir proje değildir, uluslararası bir projedir.
170 ülkeye el atmış olması ülkeye hizmet etmek için değil, kendisine verilen global görevin gereğidir. Ama bunun bağlantılarını, arkasındaki güçleri şu anda net olarak ortaya koyabilecek durumunda değiliz. Bunu engelleyen iki unsur var. Birincisi, arkasındaki odakların çok çok profesyonel olmaları ve bağlantılarını çok iyi kamufle etmeleri. İkincisi örgütün Türkiye’de belki de MİT dahil hiçbir örgütün başaramadığı kadar gizlilik esası içinde çalışmalarını yürütmüş olması. Düşünebiliyor musunuz adamlar kendi haberleşmeleri için özel sistem geliştirmişler ve devletin istihbaratı şimdi bunu çözmeye çalışıyor."
Bir köşe yazısından alıntı:
AK Parti'nin kuruluş tarihi 2001, darbeci kurmayların mezuniyet tarihi 1994; utanmayıp da ne yapacaksınız?
Utanmak çok ama çok önemli bir duygudur.
Mesela, Fetullah Gülen'de zerre miskali utanma duygusu olsaydı bir Alman dergisine (Die Zeit) verdiği mülakatta, “Ergenekon ve Balyoz'dan tutuklanan generalleri kelepçelenmiş halde görünce ben ağladım; onları Erdoğan'ın polisleri tutukladı…” der miydi?
...
ABD Ankara Büyükelçisi John Bass'la görüştükten sonra Kılıçdaroğlu'nun adeta şaftı kaydı. “Yenikapı Ruhu”ndan öyle bir çark etti ki FETÖ'nün avukatlığına geri döndü. Geri döndü diyorum, çünkü Aralık 2013'ten
15 Temmuz 2016'ya kadar yaptığı bundan ibaretti.
Son günlerde de işi gücü bırakmış, FETÖ'ye yapılan operasyonları itibarsızlaştırmak için kırk dereden su getiriyor.
Hem 2013'ten beri FETÖ'ye her alanda göğsünüzü siper edeceksiniz
hem de 2013'ten itibaren “inlerine gireceğiz” diyerek FETÖ'yle savaşan Erdoğan'ı, FETÖ'ye müsamaha etti iddiasıyla mahkum etmeye çalışacaksınız!
(Salih Tuna - 4 Ekim 2016, Yeni Şafak)
Yirmi sene önce Fethullah Gülen'i ziyaret etti diye örgüt üyeliğine hükmedilerek biri tutuklanıyorsa, Kadir Topbaş, Hayati Yazıcı, Bülent Arınç, Melih Gökçek, Sadullah Ergin.... gibi isimler tutuklanmadan kamuoyunu tatmin etmez. .. (1)
Şu 15 Temmuz darbesinin arkasında kimler var öğrendik, içinde kimler var öğrendik, karşısında kimler var öğrendik, altında neler var öğrendik ama başında kimler olduğunu bir türlü öğrenemedik... Nerede lan bu Yurtta Sulh Konseyi? Kimlerdir bu konseyin üyeleri?
Ahmet Cantürk - 19 Eylül, Facebook (2)
Garip bir sürece girdik. Sanki 15 Temmuz işgali yaşanmamış gibi bir dil kullanılmaya başlandı. Son günlerdeki açıklamaları dikkatli dinleyin. Göreceksiniz ki sanki ABD Büyükelçisi, Kılıçdaroğlu'na yeni bir görev vermiş: “Tüm süreci sulandır, mağduriyet adı altında FETÖ'ye kalkan ol!”
Hrant Enveryan - 28 Eylül, Facebook
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder