6 Nisan 2020 Pazartesi

  Koronavirüs  (COVID-19)  günlerinde...




"Hiç sevilmemiş bir insan sevgiyle ne yapabileceğini nereden bilebilir ki!"

"İyi bir manipülatör kendini de manipüle eder. Başka türlü yaşayamaz çünkü."

“Uyudum, uyandım,  uyudum, uyandım;  kepaze bir yaşam.”

Kafka  -  "Günlükler"  kitabından



Corona salgın günlerinde #EvdeKal çağrıları yapılır ve kısmi sokağa çıkma yasağı uygulanırken,  aldığım karışık notlar...
Benim gibi zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayan biri için,  başkalarının benzeri bir hayatı çok kısa süreliğine de olsa deneyimlediğini görmek... Adeta bir sosyal deney ortamı,  bir tersine kutuplaşma hali!



Bu arada -elbette- rahat durmayıp bir sürü okumalar yaptım; özellikle İbrani dinler,  eskatolojik  (zamanların sonuna dair) metinler ve geleceğe dair peygamberlikler üzerine...
Sonunda çıktığım yer,  Simon & Garfunkel'in bir şarkısında geçen şu sözlerdi.  İnsanlar  her çağda  duymak istediklerini onlara söyleyeni seviyor,  hoşuna gitmeyen izlere karşı kör olmayı seçiyor.

"Still a man hears what he wants to hear
And disregards the rest.
"



"Nanometrik boyuttaki organizmalara yenik düştük."   MTA

“Bir sinek  bir kartalı salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu.”
  Yunus Emre



Ve maalesef,  "yakında gelir böyle haberler"  dediğim konu da önümüze düşmeye başladı. Korona virüs salgını sonrası evcil hayvanlar sokağa atılmaya başlamış.  Dünya Sağlık Örgütü (WHO)  "Hayvandan insana Koronavirüs bulaştığı yönünde bir veri yok"  dese de,  hem tuvalet için dışarı çıkamayacaklarından  hem de ekonomik sebeplere eklenen yaygın bulaşıcı histeri / korku ruhuyla,  olan yine bu masumlara oldu.

Özellikle köpekler "aidiyet" duygusu güçlü canlar olduğundan, bazısı sahiplerinden ayrılınca depresyona giriyor, yemeden-içmeden kesiliyor. Bakamayacaksanız almayın lütfen.  Bir can bu;  heves değil.

Eğer bu yaşananlar bize hayatın, ailenin,  iyi komşular sahibi olmanın değerini hissettirmiyor ve küresel olarak bir şeylerin beklenmedik şekilde ne kadar hızla değişebileceğinin altını çizmiyorsa, tüm bunları kavrayamıyorsak,  o zaman aklımızı başımıza ne getirecek ki?


Charlie Chaplin  -  A Dog's Life  (1918)



EDIT:  Takvimin 11 Nisan'ı göstermesine saatler kala, ani bir "Son Dakika" gelişmesi ile  "2 gün sokağa çıkma yasağı"  uygulamasına geçildiğini öğrendik. Ve bir anda dışarıdan gelen sesler,  hop n'oluyoruz derken... Bir de baktık ki sokaklar insan seli!  Bakkal, fırın, Tekel bayi ve market önleri full dolu.  "Sosyal mesafe"  hak getire!  Maske takma deseniz yarı yarıya  (bile değil). Kavga görüntüleri, yumruklaşanlar, benzin istasyonlarına akın edenler... Anlayacağınız;  milletçe bal kabağına dönüşmeden önce silme bi koronalandık. Velhasıl:  COVID-19, veya görünür-görünmez düşmanlarla mücadele edebiliriz belki.  Ama içimize işlemiş ciddiyetsizlik ve lakaytlıkla başa çıkamayız.



6 yorum:

Kayahan Uygur dedi ki...

"İçeriye dönük şahsi reklam" peşinde, kendi vatandaşına maske dağıtamayan devlet  İngiltere ye tıbbi yardım gönderiyormuş.

Sorulamayan sorular:
Herkes virüsü kaptıktan sonra verilecek maske neye yarar?
Bir maske ne kadar zaman ve kaç kez kullanılır?
Bir maske dağıtmayı beceremeyenler ülkeyi bir savaş halinde nasıl yönetir?
Madem vaka miktarı ve doluluk oranları açıklanan gibi,  yeni hastaneler neden?

Adsız dedi ki...

Corona yüzünden insanlardan iyice tiksindim. Sanki alerji yapmış da evden peluş atıyor. Benim bir tanıdık doğumdan sonra köpeğini arkadaşına verdi. Var ya o köpek depresyona girdi, yemeden içmeden kesildi ve öldü. Bakamayacaksanız almayın! Benciller.

canilecanan dedi ki...

Gerçekten CAN olduğunu anlayamıyorlar.  "Çocuk istiyor"  diye alıp bütün gün balkonda tutup ilk fırsatta da sokağa atıyorlar. Hayvan sevmemekten farklı bir durum bu.  Vicdansızlık mı, duyarsızlık mı?  İstanbul'a her gidişimde  cins köpeklerden gruplar görüyorum sokaklarda,  hepsi terk

Adsız dedi ki...

tarzları bu. hedonistler, sorumsuzlar, benciller... işveren olunca en ufak ekonomik zorlukta ilk çalışanlarına kapıyı gösteriyorlar; anne/baba olup çocuk yapınca onu da ayak bağı görüp köşeye atıyorlar. hep bahaneleri olur.

canilecanan dedi ki...

Blogumda düşünce ve yorumlarına yer verdiğim  Mehmet Tanju Akad  (MTA)  Facebook'ta  şöyle yazmış:

"Şimdi, yaşadığımız krizin ekonomik sonuçları uzun sürecek ve ardından yenileri gelecek. Depresif kuşak buna nasıl tepki verecek. Bizim kuşak bunu bir macera olarak kabul eder ve ne yapabileceğine bakardı. Şimdiki kuşakta da böyle güçlü kişiler var. Her zaman olacak ve koşullara göre davranmayı başaracaktır. Öte yandan her türlü safsataya açık, düşünceleri karışık,  aklı darmadağan yığınlar ne olacak.  Eski Atina’da ve Roma’da bunlar diktatörlerin en büyük destekçileriydi. Günümüzde kimin peşinde koşacaklar.  Belli ki, kafa karıştıran yabancı istihbarat kuruluşlarının gönüllü propagandisti olacaklar.  Günümüz sosyal medyası bunu açıkça sergiliyor."

canilecanan dedi ki...

Eschatology  is a part of theology concerned with the final events of history,  or the ultimate destiny of humanity. This concept is commonly referred to as "the end of the world"  or  "end times".   Wikipedia