28 Kasım 2012 Çarşamba

 Bir video ve bendeki çağrışımları

Geçen gün bir videoya denk geldim,  Twitter'da paylaşılmıştı sanırım. Biraz yazmak istedim.


Video linki:  (1) veya (2)

Uyku sorunları yaşayan biri olarak dün gece sabaha karşı defalarca izledim bu çekimi.  Bendeki notlar şöyle:
  1. Adnan Oktar, efsanevi bir aktör olabilirmiş. En zor karelerde bile ısrarla bir jön.

  2. Bir kez daha anladım ki; erkek cıvıtmadığı sürece, isterse masada sadece 1 erkek ve çok sayıda şen şakrak kadın olsun, sonuç cıvıklık olmuyor.

  3. Kendimi bildim bileli, "oyun havası" denen şeye tahammülüm çok düşük oldu. Kısa ve net, tartışmasız. Çocukluğumdan beri düğünler işkence gibi oldu bu yüzden bana. Ve ilk defa, bu videoda çalan parçayı iki dakika süreyle sıkılmadan, öff'lenmeden, sesi kısmadan, kaçmadan dinledim.  İlktir.  Not düşmek istedim.

    Özellikle son günlerde Fazıl Say'ın da katıldığı "Arabesk" taşlamasıyla, sürekli müzik türlerinden bahsediyor, yaftalıyor-bölüyor-çarpıyoruz ama pek enstrumanlardan, notalardan, eser içi zıtlıkların uyumundan bahsetmiyoruz. Yaptığımız hiç bir tartışmanın hakkını vermiyoruz aslında.

    Mesela son yıllarda Cezayir ve Mısır kökenli öyle müziklere denk geldim ki, Arabesk olduklarına inanamadım! Aşina olduğumuz arabesk bu değildi çünkü.  Bizdeki arabesk tınısı, İbrahim Tatlıses'in sözleriyle "tencere-tava sesi gibi" eserler...  Veya Arabik soslu ağıtlar/ulumalar...

    Avrupa'da bazı alternatif grupların arabesk çalgılarla seslendirdikleri ilahi-ağıtlar var, Catherine Braslavsky-Joseph Rowe çifti gibi.  Veya benim düşsel dünyamda özel bir yeri olan Fransız besteci Debussy'nin Arabesk adını verdiği piano sonatları vardır.  Klarnet ve piano ile icra edilen klasik müzik eserleri vardır.
    Yeri geldiğinde buraya eklemelerim sürebilir.

  4. Ortadoğu esrarengiz bir evren, çok acayip yetenekler-kaynaklar var,  bizse döne döne hep aynı lafları ediyoruz.
    20'li yaşlarımda diyordum ki, eğer gerçek bir sinemamız olsaydı ve sinema sektörümüz, Hollywood'daki gibi yetenekleri keşfetme hikayelerimiz de olur muydu?  Ne zaman sinemamızda Sultanlar ile Tek adamlar dönemini bitirip bu yelpazeyi ve gökkuşağını açacağız?

  5. Son günlerde öyle bir çizgideyim ki, hem düşüyorum hem de ümitliyim.  Karamsarlık ağır gelmeye başladığında bu videoyu açıp izliyorum, dağılıyor.
    Şimdi hep birlikte  -sessizce-  söyleyelim:
    "Angara'nın bağları da büklüm büklüm yolları
    Ne zaman serhoş oldun da galdıramıyon golları?
    "

Hiç yorum yok: